İçinde d olan 4 harfli 180 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ADIM

  1. [isim] Yürümek için yapılan ayak atışlarının her biri
    • "Kâmil Bey merdivene doğru adım attı."
    • "Faik Bey artık konağa adımını atmıyor, artık ne Servet Bey'e hatta ne de Cemal'e görünüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Ferit daha hızlı yürüdü, onlar da adımlarını sıklaştırarak aradaki mesafeyi muhafazaya çalışıyorlardı." (Peyami Safa)
  2. Bir ayak atışıyla alınan ve uzunluğu yaklaşık 75 cm olan mesafe
  3. Girişim, hamle
  4. Bir gösterge ucunun eş olarak ayrılmış yaylardan biri boyunca aldığı yol
  5. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap
  6. Ayakta, esas duruşta, bir ayağın türlü yönlerde iki ayak boyu kadar yer değiştirmesi
  7. İki dişli arasındaki aralık
    • "Bir vida adımı."

ARDA

  1. [isim] İşaret olarak yere dikilen çubuk
  2. Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem
  3. Ardıl

DEPO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye
    • "Eşya deposu. Su deposu."
  2. Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer
    • "Ben depoya güzel bir portatif eczane ısmarlayacağım." (Mahmut Yesari)
  3. Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboy

DİBA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş

EDER

  1. [isim] Fiyat, paha, değer
    • "Bu kitabın ederi ne kadar?"

HADİ

  1. [ünlem] Haydi

GARD

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eskrim, boks vb. oyunlarda korunmak için alınan durum

İNDİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan
    • "Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir." (Aka Gündüz)

DİVA
...
DANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kuş yemi

ODUN

  1. [isim] Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç
    • "Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu." (Tarık Buğra)
  2. [sıfat] Anlayışsız ve kaba (kimse)

DUKA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi
    • "Sırplar bir defa İpek'te kongreye benzer bir toplantı yaparak imparatorluktan ayrılmak ve Sırbistan tacını Savoie dukasına vermek istediler." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Bir çeşit Venedik altın akçesi

İDOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne
  2. Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse
    • "Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

ADEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yokluk
    • "Ne civarda bir köy var ne bir evin hayali / Sonun ademdir diyor insana yolun hâli." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

AKAD
...
DENİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)

DERZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Duvar taşlarının veya tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı

UHDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev
    • "Bu işi tek bir kişiye verseniz yine uhdesinden gelir çünkü yapacağı bellidir." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Kulübün masrafını Türk azalar uhdelerine almışlardır." (Ömer Seyfettin)
  2. Sorumluluk

DÜĞÜ

  1. [isim] Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur
  2. Pirinç

MİDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
    • "Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı." (Peyami Safa)
    • "Mebuslardan midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Karın, karın bölgesi
  3. Yemek yeme isteği

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü