İçinde cık olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde CIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cık olan kelimeler listesine ya da Sonu cık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANACIK
-
-
[isim]
Annelere sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
- "Ertesi gün okulun yolunu tutunca yine üniformalarının içinde anacıklarının, babacıklarının görmek istedikleri masum çocuksu hâllerine dönerler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Annelere sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
- BAĞCIK
-
-
[isim]
Bağlama işinde kullanılan şerit biçiminde bağ
-
[isim]
Bağlama işinde kullanılan şerit biçiminde bağ
- ORACIK
-
-
[isim]
Hemen o yer, bulunduğu yer
- "Kadın, çekinerek yaklaştı ve oracığa, toprağın üzerine çöktü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Hemen o yer, bulunduğu yer
- OVACIK
- ...
- KANCIK
-
-
[isim]
Hayvanlarda dişi
-
[sıfat]
Dönek, güvenilmez
-
Kadın
-
[isim]
Hayvanlarda dişi
- DALCIK
-
-
[isim]
Ana dalın kollarından her biri, küçük dal
-
[isim]
Ana dalın kollarından her biri, küçük dal
- CINCIK
-
-
[isim]
Bardak, kadeh, tabak vb. sırçadan veya porselenden yapılan şeyler, züccaciye
-
[isim]
Bardak, kadeh, tabak vb. sırçadan veya porselenden yapılan şeyler, züccaciye
- YANCIK
- ...
- ACIKMA
-
-
[isim]
Acıkmak işi
-
[isim]
Acıkmak işi
- ACIKLI
-
-
[sıfat]
Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun
- "İçeriden ince iniltilerle karışık acıklı bir uğultu çıkıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Acı görmüş, yaslı, kederli
- "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun
- AĞACIK
- ...
- ADACIK
-
-
[isim]
Küçük ada
-
[isim]
Küçük ada
- AHACIK
-
-
[edat]
İşte
-
[edat]
İşte
- ODACIK
-
-
[isim]
Küçük oda
- "Babadan kalma bu arsaya önce dört duvar örüp bir odacık yapıvermişti." (Reşat Enis)
-
[isim]
Küçük oda
- AZICIK
-
-
[sıfat]
Çok az, biraz
- "Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Kısa bir süre
-
[sıfat]
Çok az, biraz
- UFACIK
-
-
[sıfat]
Çok ufak, küçücük
- "Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok ufak, küçücük
- KIZCIK
- ...
- MINCIK
-
-
[isim]
"Ezilerek içi dışına çıkmak" anlamındaki mıncığı çıkmak deyiminde geçen bir söz
-
[isim]
"Ezilerek içi dışına çıkmak" anlamındaki mıncığı çıkmak deyiminde geçen bir söz
- ACIKIŞ
-
-
[isim]
Acıkma işi
-
[isim]
Acıkma işi