İçinde cık olan 10 harfli 25 kelime var. İçerisinde CIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cık olan kelimeler listesine ya da Sonu cık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İHTİYARCIK
-
-
[isim]
Yaşlılara karşı acıma ifadesi olarak kullanılan bir söz
- "İhtiyarcık, onlara karınca kaderince yararlı olmak, göze girmek ister." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yaşlılara karşı acıma ifadesi olarak kullanılan bir söz
- KANALCIKLI
-
-
[sıfat]
Kanalcığı olan
- "Önde hava kanalcıklı disk ile arkada da kampana kullanılmış."
-
[sıfat]
Kanalcığı olan
- GICIKLAMAK
-
-
[-i]
Gıcık oluşturmak, kaşındırmak
-
Kuşkulandırmak
-
Cinsel istek uyandırmak
- "Git de gözü onda gör, adamın yüreğini gıcıklıyor." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Gıcık oluşturmak, kaşındırmak
- SICACIKLIK
- ...
- TOPARLACIK
-
-
[sıfat]
Pek yuvarlak, yusyuvarlacık
-
Kısa boylu ve şişman (kimse)
-
[sıfat]
Pek yuvarlak, yusyuvarlacık
- PARÇACIKLI
- ...
- KURBAĞACIK
-
-
[isim]
Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa
-
Küçük İngiliz anahtarı
-
Ayarlanabilir somun anahtarı
-
Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen şeylerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak
-
Ağız tabanında çıkan bir çeşit küçük ur
-
[isim]
Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa
- ACIKABİLME
-
-
[isim]
Acıkabilmek işi veya durumu
-
[isim]
Acıkabilmek işi veya durumu
- GICIKLAYIŞ
-
-
[isim]
Gıcıklama işi veya biçimi
-
[isim]
Gıcıklama işi veya biçimi
- YUVARLACIK
-
-
[sıfat]
Küçük ve yuvarlak
- "Nil yuvarlacık kalçalarına, seyredenlerle alay eden bir eda vermeyi bilmişti." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Küçük ve yuvarlak
- TANITIMCIK
- ...
- KABARCIKLI
-
-
[sıfat]
Kabarcıklı olan
- "Üstü ayran kabarcıklı tereyağını sıcak tandır ekmeğine sürer, yerdi." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Kabarcıklı olan
- VICIKLAMAK
-
-
[-i]
Sulu veya yumuşak şeyleri avuç içinde ezmek, vıcık duruma getirmek
-
[-i]
Sulu veya yumuşak şeyleri avuç içinde ezmek, vıcık duruma getirmek
- ŞAKACIKTAN
-
-
[zarf]
Şaka yapar görünerek
- "Başımı da şöyle yastığa doğru şakacıktan eğdim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Farkında olmadan
- "Şakacıktan epey iş görmüşüz."
-
[zarf]
Şaka yapar görünerek
- YAVAŞÇACIK
-
-
[zarf]
Çok yavaş, usulcacık
-
[zarf]
Çok yavaş, usulcacık
- DAPDARACIK
-
-
[sıfat]
Çok dar
- "Karanlık ve kaldırımları bozuk bu dapdaracık sokağa saptılar." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Çok dar
- KOLAYCACIK
-
-
[sıfat]
Çok kolay
-
[zarf]
(kola'ycacık) Çok kolay bir biçimde
- "Kapının sarı tokmağını avuçlayıp çeviriyor, kolaycacık açılıyor kapı." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[sıfat]
Çok kolay
- DASDARACIK
-
-
[sıfat]
Çok dar
- "Dasdaracık bir pantolon altından koca ayaklar çıkıyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çok dar
- YUMURTACIK
-
-
[isim]
Canlılarda dişinin, döllenip oğulcuk durumuna gelmesi için çıkardığı üreme hücresi
-
Kapalı tohumlularda, döllenmeden sonra değişikliğe uğrayarak tohumu oluşturan bölüm
-
[isim]
Canlılarda dişinin, döllenip oğulcuk durumuna gelmesi için çıkardığı üreme hücresi
- GARİBANCIK
- ...