İçinde cet olan 21 kelime var. İçerisinde CET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cet olan kelimeler listesine ya da Sonu cet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
DEFİHACET, DERCETMEK, HACCETMEK, HARCETMEK, LÜZUCETLİ, MEZCETMEK, NETİCETEN
CETBECET, DERCETME, FÜCCETEN, HACCETME, HARCETME, MEZCETME, ZEBERCET
LÜZUCET
CETVEL, HÜCCET
BECET, EBCET, HACET
CET
C E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
CET
2 Harfli Kelimeler
CE, ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LÜZUCETLİ
- ...
- HACCETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Müslümanlıkta hac zamanında Kâbe'yi ziyaret ve tavaf etmek
-
Hristiyanlıkta kutsal sayılan yerleri ziyaret etmek
-
[nsz]
Müslümanlıkta hac zamanında Kâbe'yi ziyaret ve tavaf etmek
- HARCETMEK
-
-
[-i]
Harcama yapmak
- "Onun köyde bin türlü hasislik ettiği hâlde İzmir'de bol bol harcettiğini duymuşlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Harcama yapmak
- DERCETMEK
-
-
[-i]
Almak, toplamak
-
Kaydetmek
- "Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-i]
Almak, toplamak
- MEZCETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Birbirine katmak, katıştırmak
-
[-i]
Birbirine katmak, katıştırmak
- NETİCETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sonuç olarak
-
[zarf]
Sonuç olarak
- DEFİHACET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük veya büyük abdest bozma
-
[isim]
Küçük veya büyük abdest bozma
- FÜCCETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ansızın (ölmek)
-
[zarf]
Ansızın (ölmek)
- DERCETME
-
-
[isim]
Dercetmek işi
-
[isim]
Dercetmek işi
- CETBECET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Atalardan beri, soyca
- "Zanaatını sorduklarında cetbecet kayıkçıyız dersin." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Atalardan beri, soyca
- HARCETME
-
-
[isim]
Harcetmek işi
-
[isim]
Harcetmek işi
- MEZCETME
-
-
[isim]
Mezcetmek işi
-
[isim]
Mezcetmek işi
- ZEBERCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit
-
[isim]
Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit
- HACCETME
-
-
[isim]
Haccetmek işi
-
[isim]
Haccetmek işi
- LÜZUCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapışkanlık, yapışkan olma durumu
-
Yapışıp uzayan şeyin durumu
-
[isim]
Yapışkanlık, yapışkan olma durumu
- HÜCCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belgit
-
Tanıt
- "Alnında, göğsünde kalçasında taşıdığı yara izleri bu kahramanlığın inkâr kabul etmez hüccetleri." (Haldun Taner)
-
[isim]
Belgit
- CETVEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğru çizgileri çizmeye yarayan, dereceli veya derecesiz, tahtadan, plastikten, madenden yapılmış araç, çizgilik
-
Liste, çizelge
- "O, masanın üzerinden kaptığı cetvele üç tane sıfırı yapıştırmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Doğru çizgileri çizmeye yarayan, dereceli veya derecesiz, tahtadan, plastikten, madenden yapılmış araç, çizgilik
- BECET
-
-
[isim]
Serçegillerden, küçük bir kuş (Passer)
-
[isim]
Serçegillerden, küçük bir kuş (Passer)
- EBCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap alfabesinin her harfi bir rakamı karşılayan ve anlamsız sekiz kelimeden oluşan değişik bir düzeni
-
[isim]
Arap alfabesinin her harfi bir rakamı karşılayan ve anlamsız sekiz kelimeden oluşan değişik bir düzeni
- HACET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum
- "Bu kadar külfete hacet yok."
- "Artık ne hacet dilese, ne murat etse oluyor."
- "Kendi kuvvetlerini ve yiğitliklerini söylemeye, vaka ile tespit etmeye hacet görmüyorlar." (Halide Edip Adıvar)
- "Lakin zora hacet kalmadı." (Refik Halit Karay)
-
Tanrı'dan yerine getirilmesi beklenen dilek
- "Bu devri yüz defa yapabildiniz mi, mutlaka her hacetiniz de yerine gelir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Küçük veya büyük abdest
-
İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey
- "Zile basacaktı, hacet kalmadı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum