İçinde cer olan 7 harfli 10 kelime var. İçerisinde CER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cer olan kelimeler listesine ya da Sonu cer ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
CER
2 Harfli Kelimeler
CE, ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BECERME
-
-
[isim]
Becermek işi
-
[isim]
Becermek işi
- BECERİŞ
- ...
- CERAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İrin
-
Yara
-
[isim]
İrin
- CEREYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- "Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Düzbel'de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin gelişme, olma durumu
- "En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak." (Refik Halit Karay)
-
Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket
- "Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı." (Cemil Meriç)
-
Akım
- "Elektrik cereyanı."
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- CERRAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cerrahlıkla ilgili
-
[isim]
Hekimliğin, ameliyatla tedavi yapan dalı
- "Beyin cerrahisi."
-
[sıfat]
Cerrahlıkla ilgili
- TENCERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- PENCERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
- "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- LACEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Elbette
-
[zarf]
Elbette
- CERBEZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel konuşma
- "Aldıracak bir şey olmadığını cerbezesiyle tekrar etti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Beceriklilik, girginlik
-
Kurnazlık, hilekârlık
-
[isim]
Güzel konuşma
- İNCEREK
-
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik
- "İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik