İçinde cık olan 9 harfli 22 kelime var. İçerisinde CIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cık olan kelimeler listesine ya da Sonu cık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MEYDANCIK
-
-
[isim]
Küçük meydan
- "Küçük bir grup meydancığa toplanmıştı."
-
[isim]
Küçük meydan
- KANCIKLIK
-
-
[isim]
Kancık olma durumu
-
Kancıkça davranış
- "Kahramanlıkları bir kaba ihtiras, yiğitlikleri bir kancıklık olabilirdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kancık olma durumu
- BARAKACIK
-
-
[isim]
Küçük baraka
- "Bu barakacıklar, sarkan saçakları, dökülmüş kafesleri ile caddenin iki tarafını dolduruyorlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Küçük baraka
- PUSULACIK
-
-
[isim]
Küçük pusula
-
Üstüne hatırlanması gereken notlar yazılan, kendinden yapışkanı olan küçük kâğıt
-
[isim]
Küçük pusula
- KALKANCIK
-
-
[isim]
Tohum içerisinde embriyoyu besi dokuya bağlayan, onu besin deposundan ayıran ve besin maddelerini emerek embriyoya veren zar gibi ince ve kalkan şeklinde bir parça
-
[isim]
Tohum içerisinde embriyoyu besi dokuya bağlayan, onu besin deposundan ayıran ve besin maddelerini emerek embriyoya veren zar gibi ince ve kalkan şeklinde bir parça
- ÇABUCACIK
-
-
[zarf]
Çabucak
- "İşini çabucacık bitirdi."
-
[zarf]
Çabucak
- BURACIKTA
-
-
[zarf]
Çok yakın bir yerde
- "Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Çok yakın bir yerde
- USULLACIK
-
-
[zarf]
Usulcacık
-
[zarf]
Usulcacık
- HAYVANCIK
-
-
[isim]
Ancak mikroskopla görülebilen çok küçük hayvan
-
Hayvancağız
-
[isim]
Ancak mikroskopla görülebilen çok küçük hayvan
- ACIKTIRMA
-
-
[isim]
Acıktırmak işi
-
[isim]
Acıktırmak işi
- VICIKLAMA
-
-
[isim]
Vıcıklamak işi veya durumu
-
[isim]
Vıcıklamak işi veya durumu
- USULCACIK
-
-
[zarf]
Yavaş ve belli etmeden veya ortalığı karıştırmadan, yavaşçacık
- "Başını usulcacık kaldırmak istedi." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Yavaş ve belli etmeden veya ortalığı karıştırmadan, yavaşçacık
- BAĞCIKSIZ
-
-
[sıfat]
Bağı olmayan, bağsız
- "Bağcıksız ayakkabı."
-
[sıfat]
Bağı olmayan, bağsız
- ACIKILMAK
-
-
[nsz]
Acıkma işine konu olmak
- "Bu saatte acıkılır mı?"
-
[nsz]
Acıkma işine konu olmak
- ŞURACIKTA
-
-
[zarf]
Yakın ve belirli bir yerde
- "Hemen, şimdi, şuracıkta, gece yarısı bizi evlendireceksin!" (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Yakın ve belirli bir yerde
- HARMANCIK
- ...
- KASABACIK
-
-
[isim]
Küçük kasaba
- "Edirne'yle İstanbul arasındaki kasabacıklardan birinde yaşıyoruz." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Küçük kasaba
- ACIKLILIK
-
-
[isim]
Acıklı olma durumu
-
[isim]
Acıklı olma durumu
- YILDIZCIK
- ...
- KIBRISCIK
- ...