İçinde bur olan 10 harfli 32 kelime var. İçerisinde BUR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bur olan kelimeler listesine ya da Sonu bur ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
BU, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MECBURİLİK
- ...
- BURUŞUKSUZ
-
-
[sıfat]
Buruşuğu olmayan
- "Buruşuksuz keten gömlekli hekim, onları selamlamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Buruşuğu olmayan
- BURDURULMA
-
-
[isim]
Burdurulmak işi
-
[isim]
Burdurulmak işi
- TABURCULUK
- ...
- LÜKSEMBURG
- ...
- BURUNLATMA
- ...
- BURGULANMA
-
-
[isim]
Burgulanmak işi
-
[isim]
Burgulanmak işi
- KARGABURNU
-
-
[isim]
Uçları karga gagası gibi kıvrık olan araçların ortak adı
-
Tel bükmekte kullanılan ve uçları sivri koni biçiminde olan metalden bir tür kıskaç
-
Sanayide küçük ve yuva içine yerleştirilmiş vidaları sökmeye yarayan ince, uzun ağızlı alet
-
Kapı mandalı
-
[isim]
Uçları karga gagası gibi kıvrık olan araçların ortak adı
- OBURCASINA
-
-
[zarf]
Oburca
- "Yaşamaya, hayattan kâm almaya oburcasına koşarım." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Oburca
- BURGULAMAK
-
-
[-i]
Burgu ile delmek, delik açmak
- "Etrafı morarmış gözlerinde garip bir azap, burgulayan, soran, bir türlü ölüme teslim olmayan bir azap vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Burgu ile delmek, delik açmak
- BURKABİLME
-
-
[isim]
Burkabilmek işi
-
[isim]
Burkabilmek işi
- BUMBURUŞUK
-
-
[sıfat]
Çok, iyice buruşmuş olan
- "Yüzüme, gözlerini, hasta, kenarları bumburuşuk gözlerini kaldırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok, iyice buruşmuş olan
- BURUNLAMAK
-
-
[-i]
Dışlamak
- "Bana üvey evlat muamelesi yapıyorsun, beni burunluyorsun." (Orhan Kemal)
-
Aşağılamak
-
[-i]
Dışlamak
- BURUNDURUK
-
-
[isim]
Hayvanları nallarken ısırmaması için dudaklarını kıstırmaya yarayan kıskaç, yavaşa
-
[isim]
Hayvanları nallarken ısırmaması için dudaklarını kıstırmaya yarayan kıskaç, yavaşa
- KALBURÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- "Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir." (Haldun Taner)
- "Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Değerli, güzel
- "Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur." (Haldun Taner)
-
Başarılı
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- BURABİLMEK
-
-
[-i]
Burma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[-i]
Burma imkânı veya olasılığı bulunmak
- KALBURLAMA
-
-
[isim]
Kalburlamak işi
-
[isim]
Kalburlamak işi
- BURUŞTURMA
-
-
[isim]
Buruşturmak işi
-
[isim]
Buruşturmak işi
- MECBURİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zorunluluk
- "Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak mecburiyetindeyiz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yükümlülük
-
[isim]
Zorunluluk
- BURUŞUKLUK
-
-
[isim]
Buruşuk olma durumu
-
Ciltte oluşmuş kırışık
-
[isim]
Buruşuk olma durumu