İçinde bul olan 8 harfli 24 kelime var. İçerisinde BUL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bul olan kelimeler listesine ya da Sonu bul ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

B L U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

BUL

2 Harfli Kelimeler

BU

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BULGUSAL

  1. [sıfat] Bulguyla ilgili, bulguya ait

BULDURMA

  1. [isim] Buldurmak işi

BULAŞKAN

  1. [sıfat] Bulaştığı yerden kolay temizlenemeyen, yapışkan
  2. Sataşma, kavga etme alışkanlığı olan

CAMBULTU
...
İSTANBUL
...
AMBULANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Cankurtaran

BULAŞICI

  1. [sıfat] Birinden başkasına geçen, bulaşan, sâri

TOMBULCA

  1. [sıfat] Biraz tombul

BULANMAK

  1. [-e] Bulama işine konu olmak, her yanı bir şeyle kaplanmak
    • "Parfüme bulanmış bir ter, boyalı suratlarından buharlaşıyor." (Atilla İlhan)
  2. [nsz] Duruluğunu yitirmek
    • "Havuz bulandı."
  3. [nsz] Parlaklığını ve açıklığını yitirmek
    • "Hava bulandı."
  4. [nsz] Mide bulantısı olmak
  5. [nsz] Karışmak
    • "Köylünün bu habere zihni bulandı." (Aka Gündüz)

BULUNMAZ

  1. [sıfat] Eşsiz, nadir, kıymetli
    • "Konuşmamız boyunca bunun benim için bulunmaz fırsat olduğunu yineleyip durdu." (Ahmet Ümit)

BULAŞMAK

  1. [nsz] Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek
    • "Tabak bulaştı."
  2. [-e] İstenilmeyen bir madde bir şeye sürülmek
    • "Yüzüne gözüne yer yer kepek bulaşmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [-e] Hastalık geçmek, sirayet etmek
    • "Çocuğa suçiçeği bulaşmış."
  4. [-e] Çatmak, sataşmak, tedirgin etmek
    • "Atiye'nin ters ters yüzüne bakmasına aldırmadan yerde bir dirseğinin üstüne uzanmış keyifle yatan Seyit'e bulaştı." (Lâtife Tekin)
  5. [-e] İstemeden veya rastlantı sonucu bir işe karışmak
    • "Seninle hiç alakası olmayan bu işe bulaşmak istemiyorsun." (Ahmet Ümit)

BULUTSUZ

  1. [sıfat] Bulutu bulunmayan, açık, berrak
    • "Burası seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi." (Hüseyin Cahit Yalçın)

BULUTÇUK

  1. [isim] Küçük bulut
    • "Cam kırıklarına benzer, kesici, acıtıcı bulutçukların kayıp kayıp gittikleri bir gökyüzü." (Atilla İlhan)

BULUNMAK

  1. [nsz] Bulma işine konu olmak
    • "Yerde para bulundu."
    • "Nuri'ye gelince bulunmaz bir Hint kumaşı sayılmazdı o da." (Oktay Rifat)
  2. [-de] Herhangi bir durumda olmak
    • "Hayırlı bir işe yardımda bulunmuş oluyorsunuz." (Refik Halit Karay)
  3. [-de] Bir yerde olmak
    • "İçinde bulunduğumuz tarihte Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamam olmuştu." (Atatürk)

BULANCAK

  1. [isim] Genellikle bulanık akan su

GLOBULİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kanı oluşturan maddelerden biri olan iri moleküllü protein

BULGURCU

  1. [isim] Bulgur yapan ve satan kimse

BULGURSU

  1. [sıfat] Bulguru andıran, bulgura benzeyen, bulgur gibi, bulgurumsu

BULGARCA
...
BULUŞMAK

  1. [nsz] Bir araya gelmek
  2. Karşılaşmak
  3. [-de] Önceden belirlenmiş bir yer ve zamanda bir araya gelmek
    • "Ertesi gün yine pastacıda buluştular." (Peyami Safa)
  4. Kavuşmak
    • "Yâr ile buluşsak bir tenha yerde / Duyarlar rakipler söz olur gider." (Âşık Veysel)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü