İçinde bozuk olan 7 kelime var. İçerisinde BOZUK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bozuk olan kelimeler listesine ya da Sonu bozuk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BAŞIBOZUKLUK, DELİBOZUKLUK
BAŞIBOZUK, DELİBOZUK
BOZUKLUK
BOZUKÇA
BOZUK
B K O U Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
BOZUK
4 Harfli Kelimeler
OBUZ
3 Harfli Kelimeler
BOK, BOZ, BUZ, KOZ, KUZ, UZO
2 Harfli Kelimeler
BU, OK, UZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DELİBOZUKLUK
-
-
[isim]
Delibozuk olma durumu
- "Gerçi bu işi başlangıçta delibozukluk sayanlar, başarılınca da çekemeyenler çıkmamış değildir." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Delibozuk olma durumu
- BAŞIBOZUKLUK
-
-
[isim]
Başıbozuk olma durumu
-
Düzensiz davranış, düzensizlik, disiplinsizlik
-
[isim]
Başıbozuk olma durumu
- DELİBOZUK
-
-
[sıfat]
Günü gününe, sözü sözüne uymayan, dengesiz (kimse)
-
[sıfat]
Günü gününe, sözü sözüne uymayan, dengesiz (kimse)
- BAŞIBOZUK
-
-
[isim]
Düzensiz topluluk
-
Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı
-
[sıfat]
Karışık, içinden çıkılamayan
- "Böyle bir durumda kendi hâline bırakmak ancak başıbozuk bir ekonomi ortamına yol açabilirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Düzensiz topluluk
- BOZUKLUK
-
-
[isim]
Bozuk olma durumu
-
Bozuk para
-
[isim]
Bozuk olma durumu
- BOZUKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz bozuk, bozuk gibi
- "Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Biraz bozuk, bozuk gibi
- BOZUK
-
-
[sıfat]
Bozulmuş olan
- "Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." (Tarık Buğra)
-
Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ)
- "Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Madenî para, bozuk para
- "Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Kötümser, gergin, huzursuz, karışık
- "Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kızgın, sıkıntılı
- "Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Bozulmuş olan