İçinde bet olan 5 harfli 9 kelime var. İçerisinde BET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bet olan kelimeler listesine ya da Sonu bet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BET
2 Harfli Kelimeler
BE, ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tapınak
- "Bütün mabetler içinde güneşten ilk ışık alan camidir." (Ahmet Haşim)
-
Özel bir konuda, sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer
- "Burası jüri heyetinin toplanacağı mukaddes sanat mabedidir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Tapınak
- BABET
- ...
- BETİK
-
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- BETİM
-
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
-
Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı, tasvir
-
[isim]
Betimleme işi, betimleme
- TİBET
- ...
- ELBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Elbette
- "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Elbette
- BETON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çimentonun su yardımıyla kum, çakıl vb. maddelerle karışması sonucu oluşan sert, dayanıklı, bağlayıcı yapı malzemesi
-
[isim]
Çimentonun su yardımıyla kum, çakıl vb. maddelerle karışması sonucu oluşan sert, dayanıklı, bağlayıcı yapı malzemesi
- BETER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- "Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- NÖBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıra, keşik
- "Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız."
- "Geceleyin nöbet bekleyen muhafızlara ve hizmetçilere görünmeden ... inermiş." (Refik Halit Karay)
-
Sıra ile yapılan görev, iş
- "Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş
- "Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü
- "Bir sıtma nöbeti içinde titreyerek olduğu yere çöreklendi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kez, defa
- "Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka
-
[isim]
Sıra, keşik