Sonunda bet olan 43 kelime var. BET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bet olan kelimeler listesine ya da başında bet olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

DİYARIGURBET

9 Harfli Kelimeler

HOŞSOHBET, MÜNASEBET

8 Harfli Kelimeler

GAYBUBET, İLELEBET, MUHABBET

7 Harfli Kelimeler

CENABET, DİYABET, GARABET, GUDUBET, HİTABET, KARABET, KİTABET, MEHABET, MÜEBBET, MUSİBET, NECABET, NİYABET, REKABET, RUTUBET, SAHABET, SALABET, ŞEBABET, TABABET

6 Harfli Kelimeler

AKIBET, GIYBET, GURBET, HEYBET, İCABET, İSABET, KÜMBET, NİKBET, RAĞBET, ŞERBET, SOHBET, UKUBET



5 Harfli Kelimeler

BABET, ELBET, MABET, NÖBET, TİBET

4 Harfli Kelimeler

EBET

3 Harfli Kelimeler

BET


Kelime bulma makinesi

B E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

BET

2 Harfli Kelimeler

BE, ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DİYARIGURBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İş, eğitim vb. sebeplerle göç edilen yabancı yer
    • "Anası, teyzesi, ah kolay mı yavrum, diyarıgurbet, dediler durdular." (Memduh Şevket Esendal)

HOŞSOHBET

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Güzel ve tatlı konuşan (kimse)
    • "Pekâlâ sevimli, nazik, terbiyeli, hoşsohbet bir çocuktu." (Reşat Nuri Güntekin)

MÜNASEBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlişik, ilişki, ilinti
    • "İzmir'den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." (Atatürk)
    • "Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bir münasebeti düşerse söylerim."
  2. İki şey arasındaki uygunluk
    • "Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Sebep, vesile, gerekçe, neden

MUHABBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevgi
    • "Mutfakta onlara yemek, kahvaltı hazırlanırken yukarıda her akşamdan fazla bir muhabbet havası esiyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bir geçitten ziyade bir toplantı yeri. Mahalle orada muhabbet eder, konuşur, kavga eder." (Halide Edip Adıvar)
  2. Dostça konuşma, yârenlik
    • "Karın doyuracak değiliz, maksat biraz muhabbet olsun." (Necati Cumalı)

GAYBUBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yokluk
    • "Gaybubeti sırasında geçen hadiselere dair tafsilatı bir kere de kulaklarıyla dinlemek istiyor." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "Neveser, bir müddet gaybubet etmeyelim." (Atilla İlhan)

İLELEBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Sonsuza değin, sürgit
    • "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." (Atatürk)

HİTABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Etkili söz söyleme sanatı, söz sanatı

MÜEBBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sonu olmayan
  2. Yaşadıkça süren, ömür boyunca olan
    • "Müebbet sürgün cezası."

CENABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cünüp
  2. Pis, kötü, hoşlanılmayan (kimse veya şey)
    • "Cenabet karının oyunları da en aşağı yedi sekiz kısımlıktır, çok bekletir." (Peyami Safa)
  3. [isim] Cünüplük

RUTUBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nem
    • "Kum tablasının rutubeti çektiği söylenirdi." (Necati Cumalı)

GARABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık
    • "Bu kızda izahı güç bir garabet var." (Peyami Safa)

SALABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katılık, sağlamlık
    • "Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti." (Haldun Taner)

GUDUBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yüzüne bakılmayacak kadar sevimsiz ve çirkin

ŞEBABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gençlik
  2. Gençlik yılları

KARABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yakınlık
  2. Hısımlık

KİTABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazmanlık, kâtiplik
  2. Kompozisyon, tahrir

REKABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış
    • "Bu seferki kovuluşun sebebi meslek rekabeti değil, meslek ahlakı idi." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Herkesin size delilik isnat etmekte birbirleriyle âdeta rekabet etmeleri kaidedir." (Abdülhak Şinasi Hisar)

MEHABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı
  2. Büyüklük, ululuk, yücelik
    • "Dağlar ufkunda mehabet ova ufkunda huzur." (Yahya Kemal Beyatlı)

DİYABET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şeker hastalığı, şeker

TABABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hekimlik
    • "Medeniyet buna da bir ad bulmuş, tababet hemen raporunu veriyor." (Aka Gündüz)
  2. Tıp bilgisi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü