İçinde bent olan 19 kelime var. İçerisinde BENT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bent olan kelimeler listesine ya da Sonu bent ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
DERBENTÇİLİK, TÜLBENTÇİLİK
KALEBENTLİK, TERKİBİBENT
PAZUBENTLİ, PRANGABENT, TERCİİBENT, TEREBENTİN
DERBENTÇİ, TÜLBENTÇİ
ASELBENT, BENTONİT, KALEBENT, KÖŞEBENT, PAZUBENT
CİLBENT, DERBENT, TÜLBENT
BENT
B E N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
BENT
3 Harfli Kelimeler
BEN, BET, NET, TEN
2 Harfli Kelimeler
BE, EN, ET, NE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜLBENTÇİLİK
-
-
[isim]
Tülbentçi olma durumu
-
[isim]
Tülbentçi olma durumu
- DERBENTÇİLİK
- ...
- KALEBENTLİK
-
-
[isim]
Kalebent olma durumu
-
[isim]
Kalebent olma durumu
- TERKİBİBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Divan edebiyatında uyakları başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda kafiyeleri aynı birer beyti bulunan manzume biçimi
-
[isim]
Divan edebiyatında uyakları başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda kafiyeleri aynı birer beyti bulunan manzume biçimi
- PAZUBENTLİ
-
-
[sıfat]
Pazubendi olan veya pazubent takan
-
[sıfat]
Pazubendi olan veya pazubent takan
- PRANGABENT
- ...
- TERCİİBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Divan edebiyatında uyakları başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda tekrarlanan bir beyit bulunan bir manzume biçimi
-
[isim]
Divan edebiyatında uyakları başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda tekrarlanan bir beyit bulunan bir manzume biçimi
- TEREBENTİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kozalaklılardan ve bazı ağaçlardan ya kendi kendine veya ağacın çizilmesiyle akan, yağlı boya, yağlı vernik üretiminde ve inceltilmesinde kullanılan, ince, renksiz, kokulu reçine, terementi
-
[isim]
Kozalaklılardan ve bazı ağaçlardan ya kendi kendine veya ağacın çizilmesiyle akan, yağlı boya, yağlı vernik üretiminde ve inceltilmesinde kullanılan, ince, renksiz, kokulu reçine, terementi
- TÜLBENTÇİ
-
-
[isim]
Tülbent satan kimse
-
[isim]
Tülbent satan kimse
- DERBENTÇİ
- ...
- ASELBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir tür reçine
-
[isim]
Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir tür reçine
- PAZUBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Belli bir amaçla kola geçirilen enli kuşak, kolçak
-
Kol muskası
-
[isim]
Belli bir amaçla kola geçirilen enli kuşak, kolçak
- BENTONİT
- ...
- KALEBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu
- "Jön Türklerle alakası var diye, insanı dünyanın öbür ucuna kalebent ediverirler." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu
- KÖŞEBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
-
Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri
-
[isim]
Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
- TÜLBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnce ve seyrek dokunmuş, hafif ve yumuşak pamuklu bez
- "Orta hâlli hanımlar renkli yeldirmeler giyerler ve beyaz tülbent başörtüleri örtünürlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bu bezden yapılmış baş örtüsü
- "Mürüvvet bacı, limon küfü tülbendini düşmesin diye bir ucundan ısırmış, elinde süzgeçle çıkageldi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
İnce ve seyrek dokunmuş, hafif ve yumuşak pamuklu bez
- CİLBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasör
-
[isim]
Klasör
- DERBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki dağ arasındaki geçit yeri, boğaz
-
Sınırda bulunan küçük kale
-
[isim]
İki dağ arasındaki geçit yeri, boğaz
- BENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bağ, rabıt
- "Kalabalık göz açıp kapayıncaya kadar beni kapmış, direncimi kırıp ruhumu ufalayarak kendine bent etmişti." (Atilla İlhan)
-
Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
-
Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet
- "Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş." (Ahmet Rasim)
-
Gazete yazısı
-
Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam
-
Kanun maddesi
-
[isim]
Bağ, rabıt