İçinde be olan 8 harfli 277 kelime var. İçerisinde BE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında be olan kelimeler listesine ya da Sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BERİLYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 4, atom ağırlığı 9,013, yoğunluğu 1,84 olan, 2970 °C'de eriyen, zümrüt vb. taşların birleşiminde bulunan, havanın etkisine karşı ince bir oksit tabakasıyla kaplı element (simgesi Be)
-
[isim]
Atom numarası 4, atom ağırlığı 9,013, yoğunluğu 1,84 olan, 2970 °C'de eriyen, zümrüt vb. taşların birleşiminde bulunan, havanın etkisine karşı ince bir oksit tabakasıyla kaplı element (simgesi Be)
- HEYBETLİ
-
-
[sıfat]
Görünüşü korku ve saygı uyandıran
- "Heybetli adam."
-
Büyük, ulu, azametli
- "Biz onların yorgun ve durgun bile olsa düzgün ve heybetli hâllerini görüyorduk." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Görünüşü korku ve saygı uyandıran
- BEBEKLİK
-
-
[isim]
Bebek olma durumu
-
Yeni doğan yavrunun yetişkinlerin bakımına sürekli olarak bağımlı olduğu dönem
-
Bebek gibi davranışlarda bulunma
-
[isim]
Bebek olma durumu
- BELEDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti
-
Bu örgütün bulunduğu bina
- "Daha belediyeyi dönmüş dönmemiştim ki beynimden vurulmuşa döndüm." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti
- BESİNSİZ
-
-
[sıfat]
Besini olmayan, kendisinde besin bulunmayan
-
Yeterince besin alamayan, gıdasız
-
[sıfat]
Besini olmayan, kendisinde besin bulunmayan
- MUHAREBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaşın bölümlerinden biri
- "Muharebe zamanında ailemiz büyük felaketler geçirdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Güçlü tartışma
-
[isim]
Savaşın bölümlerinden biri
- ABECESEL
-
-
[sıfat]
Alfabetik
-
[sıfat]
Alfabetik
- KESBETME
-
-
[isim]
Kesbetmek
-
[isim]
Kesbetmek
- BECERTME
- ...
- BELENMEK
-
-
[-e]
Kundaklanmak
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Bulanmak, bulaşmak, örtülmek
- "Ben yere yığılıp kafam kanlara belenince..." (Refik Erduran)
-
[-e]
Kundaklanmak
- BEYGİRCİ
-
-
[isim]
Beygir besleyen veya kiraya veren kimse
-
[isim]
Beygir besleyen veya kiraya veren kimse
- BENZEŞİK
-
-
[sıfat]
Benzeşme özelliği gösteren
-
[sıfat]
Benzeşme özelliği gösteren
- ÇEMBERLİ
-
-
[sıfat]
Çemberi olan
-
Çember geçirilmiş olan
- "Köşelerde ağır, ceviz ağacından yapılmış, demir çemberli mezarlar duruyor." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Çemberi olan
- DARBETME
-
-
[isim]
Darbetmek işi
-
[isim]
Darbetmek işi
- HAYBEDEN
-
-
[zarf]
Zahmet çekmeden, bedavadan
-
[zarf]
Zahmet çekmeden, bedavadan
- BESLEMEK
-
-
[-i]
Yiyecek ve içeceğini sağlamak
- "Okulun artıklarıyla otuz kişiden fazla insan besliyorduk." (Halide Edip Adıvar)
-
Yedirmek
- "Pembe ekmekler kızartacak, üstlerine tereyağı, reçel, havyar sürecek, onu eliyle besleyecekti." (Halide Edip Adıvar)
-
Semirtmek
-
Eklemek, katmak, çoğaltmak
- "Ateş zayıfladıkça besliyor, ateşe gömdükleri mısırlar piştikçe misafirin eline tutuşturuyorlardı." (Necati Cumalı)
-
Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek
- "Bacaklarımızın altını iki sabun çuvalı ve atların yem torbalarıyla besleyerek sırtüstü yattık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yetiştirmek
- "Herkes kanarya, kedi, köpek beslemez ya!" (Haldun Taner)
-
Bir duyguyu gönülde yaşatmak
- "Uzun müddetten beri şiddetle beslediği bir histi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Maddi yardım yapmak, desteklemek
-
[-i]
Yiyecek ve içeceğini sağlamak
- BELİRTEÇ
-
-
[isim]
Zarf
-
Ayıraç
-
[isim]
Zarf
- BELEŞLİK
- ...
- BELİRTKE
-
-
[isim]
Soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, amblem
-
Bir konu hakkındaki açıklayıcı bilgilerin tümü
- "Yalın bir söyleyişin altında hemen hep çözümsüz kalan birtakım belirtkeler göze çarpıyor." (Selim İleri)
-
Gösterge
-
[isim]
Soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, amblem
- SELBETME
-
-
[isim]
Selbetmek işi
-
[isim]
Selbetmek işi