İçinde be olan 7 harfli 238 kelime var. İçerisinde BE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında be olan kelimeler listesine ya da Sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEDENLİ
- ...
- SALABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katılık, sağlamlık
- "Eski cumhurbaşkanı kendi görüşü uzantısında böyle bir salabet örneği vermişti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Katılık, sağlamlık
- BEKİTME
-
-
[isim]
Bekitmek işi
-
[isim]
Bekitmek işi
- MEZBELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çöplük
- "Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Aşağılık ve kötü durum
-
[isim]
Çöplük
- İZBELİK
-
-
[isim]
İzbe yer
-
[isim]
İzbe yer
- BEYİNSİ
-
-
[sıfat]
Beyni andıran, beyne benzeyen, beyin gibi
- "Beyinsi boğumlar."
-
[sıfat]
Beyni andıran, beyne benzeyen, beyin gibi
- DİYABET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
-
[isim]
Şeker hastalığı, şeker
- TEBEŞİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya
-
Bu maddeden yapılan, kara tahta, duvar vb. yüzeylere yazı yazmak için kullanılan, beyaz veya renkli çubuk
- "Tahta başında, elimde tebeşir, sallanıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya
- BEKİNİŞ
-
-
[isim]
Bekinme işi veya biçimi
-
[isim]
Bekinme işi veya biçimi
- BERTMEK
-
-
[nsz]
Bertilmek
-
[nsz]
Bertilmek
- SÜBEKLİ
-
-
[sıfat]
Sübeği olan
- "Beşikler sübekli olduğu gibi bazı salıncakların alt kısmında da sübek geçecek bir delik mevcuttur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Sübeği olan
- BELEMEK
-
-
[-i]
Çocuğu kundaklamak
-
Beşiğe yatırıp bağlamak
-
Bulamak, bulaştırmak
-
[-i]
Çocuğu kundaklamak
- BİBEHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Payı olmayan, pay almamış
-
[sıfat]
Payı olmayan, pay almamış
- MERTEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşama, derece, rütbe
- "Bu sanatkârı bir yarım ilah mertebesine yükselten ne kuvvet ne de hususiyettir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Evre, safha
-
[isim]
Aşama, derece, rütbe
- BEŞARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Muştu
-
[isim]
Muştu
- BEZENTİ
- ...
- BEKLEME
-
-
[isim]
Beklemek işi
- "Pencere kapandıktan sonra aynı hareketsizlik ve bekleme devam etti." (Nahid Sırrı Örik)
-
[isim]
Beklemek işi
- BERABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- "Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
-e rağmen, -e karşın
- "Halılarla bezenmiş olmakla beraber gıcırtıdan ve esnemelerden kurtulamamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Aynı düzeyde
- "Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber." (Ahmet Rasim)
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- BEYAZLI
-
-
[sıfat]
Beyazı bulunan
- "Kavisli yollarına kakılmış beyazlı siyahlı çakıl taşları henüz sulanmış." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Beyazı bulunan
- EBEVEYN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anne ve baba
- "Ebeveynim çok bedbaht insanlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Anne ve baba