İçinde be olan 5 harfli 126 kelime var. İçerisinde BE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında be olan kelimeler listesine ya da Sonu be ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanoğlu, insan
-
[isim]
İnsanoğlu, insan
- EZBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
- "En az yirmi şiiri ezberimdeydi." (Necati Cumalı)
-
Ezberleme ve akılda tutma yeteneği
-
Ezber edilecek ders
-
[isim]
Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
- BEZİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir çeşit iskambil kâğıdı oyunu
- "Beybabanın bezik oynayışı da pek alengirlidir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir çeşit iskambil kâğıdı oyunu
- BETİK
-
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- "Kanılarımız, rengimiz, görüşümüz betikte belirecek." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula
- KUBBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet
- "Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı." (Oğuz Atay)
-
[isim]
Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet
- BELİT
-
-
[isim]
Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom
- ""Tüm, parçaların her birinden büyüktür" sözü bir belittir."
-
[isim]
Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom
- BEZİŞ
-
-
[isim]
Bezme işi veya biçimi
-
[isim]
Bezme işi veya biçimi
- BEYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
- "Kendince uğur denediği bazı beyitleri okudu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ev
-
[isim]
Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası
- BENCİ
-
-
[sıfat]
Kendini beğenen, kendini her konuda üstün gören, hodpesent, megaloman
-
[sıfat]
Kendini beğenen, kendini her konuda üstün gören, hodpesent, megaloman
- BEGÜM
-
-
[isim]
Hint prenseslerine verilen unvan
-
[isim]
Hint prenseslerine verilen unvan
- BEHER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Her bir
-
[sıfat]
Her bir
- CEBEL
-
-
[isim]
Sahipsiz, boş toprak
-
Ekilmemiş tarla, ekime elverişli olmayan yer
-
[isim]
Sahipsiz, boş toprak
- BELDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
-
Mekân, yer, çevre
- "Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
- HUTBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
-
[isim]
Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt
- BELEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen
-
[sıfat]
Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen
- SEBEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey
- "Aynayı kırmamın hiçbir sebebi yoktur." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bir aralık, ne sebep oldu bilmem, daha sıkı uğramaya başladım." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey
- BELGE
-
-
[isim]
Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman
- "Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman
- GEBEŞ
-
-
[sıfat]
Aptal, sersem
-
Bodur ve şişman
-
Karnı şiş olan
-
[sıfat]
Aptal, sersem
- AKABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tehlikeli, sarp ve zor geçit
-
[isim]
Tehlikeli, sarp ve zor geçit
- BEYİN
-
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
- "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
- "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
- "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
- "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
-
Muhakeme, usa vurma
-
Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
-
Akıl, anlayış
-
Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
- "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ