İçinde bar olan 8 harfli 43 kelime var. İçerisinde BAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bar olan kelimeler listesine ya da Sonu bar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BAR, RAB
2 Harfli Kelimeler
AB, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BARIŞMAK
-
-
[nsz]
İki taraf, aralarındaki dargınlığı kaldırmak, uzlaşmak, anlaşmak
- "Fakat bir gün barışacaksınız ve onun da kurtulmasına yardım edeceksiniz." (Aka Gündüz)
-
[-le]
Sevmek, zevk almak
- "Hiçbirini sevmedim, yalnız Enderuni Vasıf Divanı ile barışabildim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[nsz]
İki taraf, aralarındaki dargınlığı kaldırmak, uzlaşmak, anlaşmak
- KABARALI
-
-
[sıfat]
Kabara çakılmış olan
- "Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kabara çakılmış olan
- BARUTLUK
-
-
[isim]
Barut saklanan kap veya yer, barut kabağı
-
[isim]
Barut saklanan kap veya yer, barut kabağı
- İHBARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haber verme kâğıdı, bildirim, ihbarname
-
Haber verme ücreti
-
[isim]
Haber verme kâğıdı, bildirim, ihbarname
- KABARTMA
-
-
[isim]
Kabartmak işi
-
Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı
-
Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılmış olan eser, rölyef
- "Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kabartılarak yapılmış olan
- "Kabartma harita."
-
[isim]
Kabartmak işi
- BARAKUDA
- ...
- BARBUNYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Barbunyagillerden, kırmızı pullu, beyaz etli, kemikli bir balık (Mullus barbahıs)
-
[isim]
Barbunyagillerden, kırmızı pullu, beyaz etli, kemikli bir balık (Mullus barbahıs)
- DUBARACI
-
-
[sıfat]
Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci
-
[sıfat]
Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci
- BARTINLI
- ...
- BARKAROL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Venedik gondolcularının söz ve müziği önceden yazılmadan, içlerinden geldiği gibi söyledikleri şarkı
-
Ritmi üç zamanlı müzik eseri
-
[isim]
Venedik gondolcularının söz ve müziği önceden yazılmadan, içlerinden geldiği gibi söyledikleri şarkı
- BARETLİK
- ...
- BARBADOS
- ...
- BARIŞÇIL
-
-
[sıfat]
Barışsever
-
[sıfat]
Barışsever
- BARLANMA
- ...
- GABARDİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sık dokunmuş bir tür ince yünlü veya pamuklu kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Yeşile çalan gabardin pardösüsünü kaptığı gibi fırladı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Sık dokunmuş bir tür ince yünlü veya pamuklu kumaş
- KİBARLIK
-
-
[isim]
Kibar olma durumu, incelik
- "Nerede kibarlık ararsak orada bayağılığa rastlarız." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kibar bir insana yakışacak biçimdeki söz veya davranış
- "Ne imiş derdi diye sormamak kibarlığını içi içini yemesine rağmen gösterdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kibar olma durumu, incelik
- KABARMAK
-
-
[nsz]
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
- "Ekmek iyi kabardı."
-
Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak
- "Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Niceliği artmak, büyümek
- "Masraf kabardı."
-
Şişmek, genişlemek
- "İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." (Peyami Safa)
-
Hayvanların tüyleri dikilmek
-
Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak
- "Bu kumaş çabuk kabardı."
-
Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak
- "Masanın kaplaması kabardı."
- "Dolabın boyası kabardı."
-
Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak
-
Bulanmak
-
Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
- "Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
-
Böbürlenmek, gururlanmak
- "Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
- BAROSKOP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Havanın içinde bulunduğu cisimlerin ağırlığı üzerine yaptığı hafifletici etkiyi gösteren ve havası boşaltılabilen bir fanus içinde terazisi bulunan fizik cihazı
-
[isim]
Havanın içinde bulunduğu cisimlerin ağırlığı üzerine yaptığı hafifletici etkiyi gösteren ve havası boşaltılabilen bir fanus içinde terazisi bulunan fizik cihazı
- ZIBARMAK
-
-
[nsz]
Ölmek, gebermek
- "Kulağından tutup atarız içeriye, zıbarana kadar kalır orada." (Tahsin Yücel)
-
Uyumak, çok içip sızmak
-
[nsz]
Ölmek, gebermek
- ABARTICI
-
-
[isim]
Abartıyı huy edinen kimse, abartmacı, mübalağacı
-
[isim]
Abartıyı huy edinen kimse, abartmacı, mübalağacı