İçinde b olan 4 harfli 181 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÖRÜ
...
BACI

  1. [isim] Kız kardeş
  2. Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan
    • "Tam o sırada içeri Habeş bir bacı girdi." (Burhan Felek)
  3. Büyük kız kardeş, abla
  4. Tarikat şeyhlerinin karısı
  5. [ünlem] Kadınlara söylenen bir seslenme sözü

BOLU
...
BALE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belli hafif figürlere, adım atışlara, çoğunlukla sahne düzenine ve müziğe dayalı gösteri türü
  2. Bu tür gösteri yapan sanatçı topluluğu
    • "Devlet Opera ve Balesi."

BERİ

  1. [isim] Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı
    • "Biraz beriye geliniz."
  2. [sıfat] Bu uzaklıkta bulunan
    • "Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [edat] -den bu yana
    • "Kar sabahtan beri yağmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

BÜYÜ

  1. [isim] Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, sihir, füsun, bağı
    • "Akkız Ana, Hasan'a gönül vermenin bir büyü olduğunu, ne kadar anlatmışsa da kâr etmemiş." (Halide Edip Adıvar)
    • "Öldük, ölümden bir şeyler umarak / Bir büyük boşlukta bozuldu büyü." (Cahit Sıtkı Tarancı)
    • "Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum." (Orhan Pamuk)
    • "Şayeste'nin reise büyü yaptığına ve adamı başka kadınlara karşı efsunla bağladığına kanaat getirmişti." (Haldun Taner)
  2. Karşı durulamaz güçlü etki
    • "Ondan tüten görünmez bir büyünün içinde titriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

İBDA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaratma, yoktan var etme

İBNE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel
  2. [ünlem] Kızgınlıkla söylenen bir söz

ABLA

  1. [isim] Bir kimsenin kendinden büyük olan kız kardeşi
  2. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın
    • "Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye abla!" (Ahmet Muhip Dranas)
  3. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama
    • "Bir akşam gel benimle, gidelim bir sarhoşluk edelim, ablaları şöyle bir dolaşalım." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz

CEBE

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Zırh
  2. Silah

BALO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Danslı ve özel giysili gece eğlencesi
    • "O zaman nişan balosu falan yoktu, olsa da şoförün balosu mu olur?" (Aka Gündüz)
    • "İki ay sonra sahici bir balo vereceğiz." (Halide Edip Adıvar)

ABAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bayındır
    • "Biz de yeni Ankara'yla birlikte abat oluyor, büyüyorduk." (Nezihe Araz)
  2. Şen, rahat

NEBİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendisine kitap indirilmemiş peygamber

BOKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu
    • "Türkiye boks şampiyonası."

BAĞI

  1. [isim] Büyü

BANT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yapılış özelliğine göre sarma, yapıştırma vb. işlerde kullanılan düz, ensiz, yassı bağ, şerit, izole bant
  2. Yara üzerine yapıştırılan özel olarak hazırlanmış ilaçlı küçük şerit
  3. Ses alma aygıtlarında seslerin kaydı için kullanılan manyetik oksitli plastik veya selüloz şerit

TABL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Davul

BİAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin egemenliğini tanıma
    • "Yirmi dört saat içinde kanunuesasi iade olunmazsa Reşat Efendi'ye biat edileceğini pervasız bildiriyor." (Nahid Sırrı Örik)
    • "Başkalarından önce sadrazam, sonra da diğerleri biat ediyorlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Osmanlı İmparatorluğu'nda padişah öldüğünde tahta geçecek oğlunun devlet yönetimindeki etkili gruplarca kabul edilip onaylanması

ÖBEK

  1. [isim] Küme
    • "Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Genel olarak yaş, kimyasal yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellik gösteren yıldızlar veya yıldızlar kümeleri
  3. Özne, yüklem veya çeşitli tümleçlerle birlikte kullanılan sözlerin bütünü
    • "Özne öbeği. Yüklem öbeği."

ABAK
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü