İçinde olan 8 harfli 180 kelime var. İçerisinde AĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağ olan kelimeler listesine ya da Sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BAĞILDAK

  1. [isim] Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ
  2. Kadınların âdet zamanında bağladıkları bez

KAĞIZMAN
...
AĞLAMALI

  1. [sıfat] Ağlayacak gibi olan
    • "O içeride kızı dövüyor, biz burada ağlamalı oluyoruz." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Acıma duygusu uyandıracak durumda olan

BAĞLAŞIK

  1. [sıfat] Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
  2. Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim)

ÇAĞRIŞIM

  1. [isim] Bir düşünce, görüntü vb.nin bir başkasını hatırlatması
    • "Goethe denince herkesin aklına gelen ilk çağrışım, dünyanın sayılı iki üç dâhi yazarından biri olduğudur." (Haldun Taner)
  2. Davranışlar, düşünceler ve kavramlar arasında yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girdiğinde ötekini de bilince çekmesi olayı, tedai
    • "Gününde dedikleriyle günümüzde olanlar arasında kolaylıkla çağrışımlar, karşılaştırmalar kurabiliriz." (Necati Cumalı)

ÇAĞRIŞMA

  1. [isim] Çağrışmak işi
    • "Sağdan soldan bağrışmalar, çağrışmalar, üstüne saldırır gibi davranışlar..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MÜSTAĞNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Elinde olanla yetinen, doygun
  2. Nazlı davranan

YAĞCILIK

  1. [isim] Yağ çıkarma veya satma işi
  2. Makine yağlama işi
  3. Dalkavukluk

AĞZINDAN

  1. birisinden dinleyerek
    • "Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."
    • "Gelgelelim Akif, Berlin'e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
    • "Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan, iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu." (Lâtife Tekin)
    • "Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş."
  2. adına
    • "Küçük bir ağız."
    • "Aman efendim, bendenize bir ağız açtılar, donakalmışım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz." (Atilla İlhan)
    • "Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok" (Sait Faik Abasıyanık)

ÇAĞRILMA

  1. [isim] Çağrılmak işi

AĞIZLAMA

  1. [isim] Ağızlamak işi

SARIAĞIZ

  1. [isim] Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)

SOYAĞACI
...
SÜTAĞACI
...
BAĞIRGAN

  1. [sıfat] Bağırıp çağıran, tepkisini hemen ve sert bir biçimde dışa vuran
    • "Şiirlerindeki mistik hava ile yaşamındaki bu bağırgan, çocuksu yaklaşım, çoğu kimseyi yadırgatırdı." (Haldun Taner)

AĞIRELLİ

  1. [sıfat] Eli ağır

BAĞIRSAK

  1. [isim] Sindirim organının mideden anüse kadar olan, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşan bölümü

BAĞLANIM

  1. [isim] Bağlanma işi veya biçimi
  2. Siyasal veya sosyal konularda yan tutma

AĞARTMAK

  1. [-i] Ak duruma getirmek, beyazlatmak
  2. Kuyumculukta gümüşü temizlemek

AĞLATICI

  1. [isim] Ağlamaya yol açan şey

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü