İçinde ağ olan 8 harfli 180 kelime var. İçerisinde AĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağ olan kelimeler listesine ya da Sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAYAĞACI
-
-
[isim]
Tavla vb. oyunlarda sürekli yenilip bir şeyler ısmarlamak zorunda kalan kimse
-
[isim]
Tavla vb. oyunlarda sürekli yenilip bir şeyler ısmarlamak zorunda kalan kimse
- YAĞLAYIŞ
- ...
- BAĞLANMA
-
-
[isim]
Bağlanmak işi
-
[isim]
Bağlanmak işi
- LAĞVOLMA
-
-
[isim]
Lağvolmak işi
-
[isim]
Lağvolmak işi
- HIYARAĞA
-
-
Görgüsüz, kaba saba, yontulmamış (kimse)
-
Görgüsüz, kaba saba, yontulmamış (kimse)
- AĞZINDAN
-
-
birisinden dinleyerek
- "Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."
- "Gelgelelim Akif, Berlin'e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
- "Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan, iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu." (Lâtife Tekin)
- "Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş."
-
adına
- "Küçük bir ağız."
- "Aman efendim, bendenize bir ağız açtılar, donakalmışım." (Memduh Şevket Esendal)
- "Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz." (Atilla İlhan)
- "Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok" (Sait Faik Abasıyanık)
-
birisinden dinleyerek
- KARAAĞAÇ
-
-
[isim]
Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç, narven (Ulmus)
-
[isim]
Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç, narven (Ulmus)
- BAĞCILIK
-
-
[isim]
Bağ yetiştirme ve ürününü satma işi
-
[isim]
Bağ yetiştirme ve ürününü satma işi
- BAĞILDAK
-
-
[isim]
Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ
-
Kadınların âdet zamanında bağladıkları bez
-
[isim]
Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ
- BAĞLATMA
-
-
[isim]
Bağlatmak işi
-
[isim]
Bağlatmak işi
- DAĞLATIŞ
-
-
[isim]
Dağlatma işi veya biçimi
-
[isim]
Dağlatma işi veya biçimi
- AĞAÇLAMA
-
-
[isim]
Ağaçlamak işi
-
[isim]
Ağaçlamak işi
- AĞLATICI
-
-
[isim]
Ağlamaya yol açan şey
-
[isim]
Ağlamaya yol açan şey
- YAĞDIRMA
-
-
[isim]
Yağdırmak işi
-
[isim]
Yağdırmak işi
- AĞARTMAK
-
-
[-i]
Ak duruma getirmek, beyazlatmak
-
Kuyumculukta gümüşü temizlemek
-
[-i]
Ak duruma getirmek, beyazlatmak
- BAĞLAŞIM
-
-
[isim]
Eşleme
-
Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi
-
Bir dizgenin veya alt dizgenin başka bir dizge üzerindeki etkisi
-
[isim]
Eşleme
- ÇAĞRIŞIM
-
-
[isim]
Bir düşünce, görüntü vb.nin bir başkasını hatırlatması
- "Goethe denince herkesin aklına gelen ilk çağrışım, dünyanın sayılı iki üç dâhi yazarından biri olduğudur." (Haldun Taner)
-
Davranışlar, düşünceler ve kavramlar arasında yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girdiğinde ötekini de bilince çekmesi olayı, tedai
- "Gününde dedikleriyle günümüzde olanlar arasında kolaylıkla çağrışımlar, karşılaştırmalar kurabiliriz." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir düşünce, görüntü vb.nin bir başkasını hatırlatması
- KILAĞICI
- ...
- AĞLANMAK
-
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- "Atatürk'ün arkasından çok ağlandı."
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- KAĞITLIK
- ...