İçinde olan 5 harfli 54 kelime var. İçerisinde AĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağ olan kelimeler listesine ya da Sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LAĞIV

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kuruluşun faaliyetine son verme
    • "Şehremaneti lağvına karar vermiş, dediler." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Hükümsüz kılma, feshetme

YAĞIŞ

  1. [isim] Yağma işi
  2. Havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi
  3. Yağan yağmur veya kar miktarı
  4. Yağmur

SAĞMA

  1. [isim] Sağmak işi

ZAĞCI

  1. [isim] Kılağı yapan kimse

SAĞCI

  1. [sıfat] Sağ görüşlü partilerin yandaşı olan (kimse)

YAĞIR

  1. [isim] Sırt, arka, iki kürek arası
  2. Atın omuzları arasındaki yer
  3. Çoğunlukla bu yerde eyer ve semerin açtığı yara
  4. Kel

AĞILI

  1. [sıfat] İçinde ağı bulunan, zehirli

DAĞAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ağzı yayvan, dibi dar toprak kap
  2. Dağarcık
    • "Daldırın elinizi onun özdeyiş dağarına, her duruma uygun formüller bulabilirsiniz." (Haldun Taner)

BAĞIN

  1. [isim] İnşaatta veya kazı sırasında toprağın çökmesini önlemek için yerleştirilen parça veya dayak

AŞAĞI

  1. [isim] Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı
    • "... asıl ve yedek üye sayıları toplamının on beşten aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu Anayasa'nın kabul ettiği esasa ve sıraya uyulur." (Anayasa)
    • "Karısı kibarlıktan yana ondan aşağı kalmıyordu." (Haldun Taner)
    • "Adı erken yaşta şaire çıkmıştı. Şair aşağı, şair yukarı." (Haldun Taner)
  2. Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri
  3. [sıfat] Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
    • "Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik." (Aka Gündüz)
  4. [sıfat] Bayağı, adi
  5. [sıfat] Niteliği düşük, kötü
    • "Aşağı mal."
  6. [sıfat] Daha küçük, daha az
    • "On sekiz yaşından aşağı olanlar giremez."
  7. [sıfat] Değeri daha az
  8. [zarf] Aşağıya, yere doğru
    • "Aşağı inmek."

AĞLAK

  1. [sıfat] Ağlamaklı
    • "Bana ne, onun sarı parlak bir kumaşa sarınmış ağlak suratlı bodur karısından?" (Adalet Ağaoğlu)

ÇAĞRI

  1. [isim] Birinin bir yere gelmesini isteme, davet
    • "Bu gizli çağrı neden icap ediyordu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Çağrı cihazı

LAĞIM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerleşim merkezinde pis suların akıp gitmesi için yer altında açılmış kanal, geriz
  2. Düşmanın kale duvarlarını yıkmak veya düşman ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan dar yol
    • "Eğrikapı, girmek için başlıca bir hedef olmuştu, oradan lağımlarla suru yıkmaya girişilmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)

DAĞCI

  1. [isim] Dağa tırmanma sporu yapan kimse, alpinist

ZAĞAR

  1. [isim] Bir cins çoban köpeği
    • "Azarlanmış bir zağar sümsüklüğüyle otelime kapandım." (Aka Gündüz)

BAĞLI

  1. [sıfat] Bir bağ ile tutturulmuş olan
    • "Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma ant içerim." (Anayasa)
    • "Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir." (Anayasa)
  2. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste
    • "Ekinlerin gürleşmesi yağmura bağlıdır, Sevincimiz üzüntümüz / Hep sana bağlı." (Behçet Necatigil)
    • "İhtiyarın Arslan Bey'e bu kadar bağlı olması, Giray'ı sık sık bir tarafa itmesi canını sıkıyordu." (Sevinç Çokum)
  3. Sınırlanmış, sınırlı
    • "Tüzüğe bağlı bir işlem."
  4. Kapatılmış olan, kapalı
    • "Bağlı geçit."
  5. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan
    • "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun bağlı kuruluşlarını ziyaret ettim."
  6. Sadık
    • "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." (Anayasa)
  7. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, tutkun
    • "Çocuklarına bağlı ana."
  8. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek)

BAĞIM

  1. [isim] Bir şeyin veya bir kimsenin gücü ve etkisi altında bulunma durumu, tabiiyet

DİMAĞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Beyin
  2. Bilinç, zihin
    • "... meclisin nerede toplanabileceği fikri dimağımızı işgal ediyordu." (Atatürk)

SAĞIM

  1. [isim] Sağma işi
  2. Süt veren hayvan
    • "Onun epey sağımı var."

AĞYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başkaları, yabancılar, eller
    • "O Eyüp sokakları ki üstlerinden ölü geçmiş, diri geçmiş, yâr geçmiş, ağyar geçmiş..." (Samiha Ayverdi)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü