İçinde ağ olan 10 harfli 138 kelime var. İçerisinde AĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağ olan kelimeler listesine ya da Sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAĞITLAMAK
-
-
[-i]
Bağıtla sonuçlandırmak
-
[-i]
Bağıtla sonuçlandırmak
- AĞABABALIK
- ...
- BAŞAĞIRLIK
-
-
[isim]
Ağır sıklet
-
[isim]
Ağır sıklet
- BAĞDAŞILMA
-
-
[isim]
Bağdaşılmak işi
-
[isim]
Bağdaşılmak işi
- BAĞITLANIŞ
-
-
[isim]
Bağıtlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Bağıtlanma işi veya biçimi
- BAĞDALAMAK
-
-
[-i]
Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak
-
Güreşte rakibe ayak sarması takmak
-
[-i]
Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak
- KAĞITLAMAK
- ...
- BAŞSAĞLIĞI
-
-
[isim]
Ölen bir kimsenin yakınlarına ilgi ve yakınlık gösterme
-
[isim]
Ölen bir kimsenin yakınlarına ilgi ve yakınlık gösterme
- AŞAĞILAŞMA
-
-
[isim]
Aşağılık duruma düşme, mezellet
-
[isim]
Aşağılık duruma düşme, mezellet
- AĞRISIZLIK
-
-
[isim]
Ağrısız olma durumu
-
[isim]
Ağrısız olma durumu
- KURTBACAĞI
- ...
- SAĞTÖRESEL
-
-
[sıfat]
Ahlaki
- "İnsan davranışlarının neredeyse tümü sağtöresel geleneklere göre yargılandı." (Melih Cevdet Anday)
-
[sıfat]
Ahlaki
- AĞIRLANMAK
-
-
[nsz]
Ağırlama işine konu olmak
-
[nsz]
Ağırlama işine konu olmak
- OLAĞANÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
- "Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade
- "İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış." (Kemal Tahir)
-
Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade
- "Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
- YAĞIŞÖLÇER
-
-
[isim]
Belirli bir zamanda, belirli bir yere düşen yağış miktarını ölçmeye yarayan alet, yağmurölçer, plüviyometre
-
[isim]
Belirli bir zamanda, belirli bir yere düşen yağış miktarını ölçmeye yarayan alet, yağmurölçer, plüviyometre
- AĞIRLAŞMAK
-
-
[nsz]
Ağır duruma gelmek
-
Hava sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak, bozulmak
- "Büsbütün ağırlaşmış bir hava içinde nerelerden geçtiğimizi artık fark etmiyorduk." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yavaşlamak
- "Artık yavaş yavaş göçüyor, boyu kısalıyor, teni sararıyor, hareketleri ağırlaşıyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Gebe kadın doğurması yaklaşmak
-
Ağırbaşlı olmak
-
Yiyecek bozulmaya yüz tutmak
- "Bu et yarına kalırsa ağırlaşır."
-
Güçleşmek, zorlaşmak
- "Geçim şartları ağırlaştı."
-
Organ görevini yapamaz duruma gelmek
-
Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak
- "Hasta ağırlaştı."
-
[nsz]
Ağır duruma gelmek
- BAĞLILAŞIK
-
-
[isim]
Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu
-
[isim]
Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu
- KARYAĞDILI
-
-
[sıfat]
Üstünde beyaz benekler bulunan
- "Sırtında İngiliz kumaşından karyağdılı mükemmel bir elbise." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Üstünde beyaz benekler bulunan
- DAĞDAĞASIZ
-
-
[sıfat]
Gürültüsüz, patırtısız, sessiz ve sakin
-
[sıfat]
Gürültüsüz, patırtısız, sessiz ve sakin
- HAYATAĞACI
- ...