İçinde aza olan 8 harfli 35 kelime var. İçerisinde AZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aza olan kelimeler listesine ya da Sonu aza ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AZA
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAZAYAĞI
-
-
[isim]
Çok kollu çengel
-
Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli
-
İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış bir halatın, başka bir halatla ortasından terazilenmiş durumu
-
[isim]
Çok kollu çengel
- SESYAZAR
-
-
[isim]
Gramofon
-
[isim]
Gramofon
- GAZAPSIZ
-
-
[sıfat]
Öfkeli, kızgın, hiddetli olmayan
-
[sıfat]
Öfkeli, kızgın, hiddetli olmayan
- TAZAMMUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kapsama, içine alma, içerme
-
İçlem
-
[isim]
Kapsama, içine alma, içerme
- MAĞAZACI
-
-
[isim]
Mağazası olan veya mağaza işleten kimse
-
Depo bekçisi
-
[isim]
Mağazası olan veya mağaza işleten kimse
- KALPAZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahte para basan veya piyasaya süren kimse
-
Yalan ve hile ile iş gören kimse
-
[isim]
Sahte para basan veya piyasaya süren kimse
- HALAZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Halanın çocuğu
- "Halazadem burada biraz nefeslendi." (Burhan Felek)
-
[isim]
Halanın çocuğu
- NAZARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuram, teori
- "Hiçbir fikir, hiçbir nazariye bu sevgiyle karşılaşamaz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Kuram, teori
- KAZASKER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlmiye sınıfının yüksek derecesinde bulunan devlet görevlisi
- "Aslında Lale, eski konakları pek bilmez değildi. Bir kazasker kızıydı." (Halide Edip Adıvar)
-
Osmanlı döneminde mahkemelerin en yetkilisi
-
[isim]
İlmiye sınıfının yüksek derecesinde bulunan devlet görevlisi
- PAZARLAR
- ...
- AZABİLME
-
-
[isim]
Azabilmek işi
-
[isim]
Azabilmek işi
- KAZAZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse
- "... şu dakikada o gafil kazazedelerden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse
- AZARLAMA
-
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
- TAZALLÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma
- "Bu mektup ... manasız edebiyatlar ve tazallümlerden sonra şu satırlarla bitiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Sızlanma, yanıp yıkılma, ağlaşma, yakınma
- KAZAKLIK
-
-
[isim]
Karısına söz geçirme, dediğini yaptırma durumu
-
[isim]
Karısına söz geçirme, dediğini yaptırma durumu
- PAZARLIK
-
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- "... pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı." (Ömer Seyfettin)
- "Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
- "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- YAZARLIK
-
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- "Mülkiyede Osmanlı tarihi alanında hocalık, müdürlük, yazarlık etmiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- KUMKAZAN
-
-
[isim]
Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir memeli türü (Bathyergus maritimus)
-
[isim]
Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir memeli türü (Bathyergus maritimus)
- MUNTAZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Düzgün
-
Düzenli, derli toplu
- "Hizmetçi muntazam bir içki sofrası hazırlamak için paketleri toplayıp giderken..." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde
- "Bizi beslemek için muntazam yumurtlarlar." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Düzgün
- MÜNAZARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma
-
Divan edebiyatında zıt varlıklar ve kavramlar arasındaki karşıtlığı anlatan yazı türü
-
[isim]
Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma