İçinde aza olan 8 harfli 35 kelime var. İçerisinde AZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aza olan kelimeler listesine ya da Sonu aza ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AZA
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SADRAZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda başbakan, veziriazam, sadır
- "Eski sadrazamlardan birinin kızı olan karısı, iyi bir kadındır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda başbakan, veziriazam, sadır
- AZAMETLİ
-
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
-
Gururlu
-
Görkemli, heybetli
-
Debdebeli
-
Çalımlı, kurumlu
- "Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
- KAZAKLIK
-
-
[isim]
Karısına söz geçirme, dediğini yaptırma durumu
-
[isim]
Karısına söz geçirme, dediğini yaptırma durumu
- KUMKAZAN
-
-
[isim]
Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir memeli türü (Bathyergus maritimus)
-
[isim]
Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir memeli türü (Bathyergus maritimus)
- NAZARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuram, teori
- "Hiçbir fikir, hiçbir nazariye bu sevgiyle karşılaşamaz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Kuram, teori
- KAZAZEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse
- "... şu dakikada o gafil kazazedelerden biriydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kazaya uğramış, kaza geçirmiş olan kimse
- MUHAFAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." (Burhan Felek)
- "On sene evvelki külhanbeyi modasını o, tek başına hâlâ muhafaza ediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- KAZASKER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlmiye sınıfının yüksek derecesinde bulunan devlet görevlisi
- "Aslında Lale, eski konakları pek bilmez değildi. Bir kazasker kızıydı." (Halide Edip Adıvar)
-
Osmanlı döneminde mahkemelerin en yetkilisi
-
[isim]
İlmiye sınıfının yüksek derecesinde bulunan devlet görevlisi
- KAZAYAĞI
-
-
[isim]
Çok kollu çengel
-
Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli
-
İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış bir halatın, başka bir halatla ortasından terazilenmiş durumu
-
[isim]
Çok kollu çengel
- MAĞAZACI
-
-
[isim]
Mağazası olan veya mağaza işleten kimse
-
Depo bekçisi
-
[isim]
Mağazası olan veya mağaza işleten kimse
- AMCAZADE
-
-
[isim]
Amcanın çocuğu
-
[isim]
Amcanın çocuğu
- TAZAMMUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kapsama, içine alma, içerme
-
İçlem
-
[isim]
Kapsama, içine alma, içerme
- ŞENPAZAR
- ...
- AZALTMAK
-
-
[-i]
Az denecek bir miktara indirmek
- "İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Eskisinden az bir duruma getirmek, kırmak
-
Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek
- "Aspirin baş ağrımı azalttı."
-
[-i]
Az denecek bir miktara indirmek
- PAZARLIK
-
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- "... pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı." (Ömer Seyfettin)
- "Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
- "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- AZARLAMA
-
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
- BAŞYAZAR
-
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- "Tanin gazetesine ve başyazarına pek şiddetli bir dille çatmaktan kendimi alamamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- HALAZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Halanın çocuğu
- "Halazadem burada biraz nefeslendi." (Burhan Felek)
-
[isim]
Halanın çocuğu
- MAZARRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zarar
-
[isim]
Zarar
- GAZAPSIZ
-
-
[sıfat]
Öfkeli, kızgın, hiddetli olmayan
-
[sıfat]
Öfkeli, kızgın, hiddetli olmayan