İçinde aza olan 6 harfli 26 kelime var. İçerisinde AZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aza olan kelimeler listesine ya da Sonu aza ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AZA
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAZANÇ
-
-
[isim]
Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü
- "Aylık kazanç."
-
Yarar, çıkar, kâr
- "Yarı keyif, yarı kazanç için balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü
- HALAZA
-
-
[isim]
Ekinler biçilirken tarlaya dökülen tanelerden ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin
-
[isim]
Ekinler biçilirken tarlaya dökülen tanelerden ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin
- EZKAZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Kazara
- "Ezkaza hastalandı mı bir Allahın kulu çıkıp hatırını sormaz." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Kazara
- AZATLI
-
-
Azat edilmiş (cariye veya köle)
- "Haminnenin azatlıları bayramdan birkaç gün evvel geldiler." (Halide Edip Adıvar)
-
Azat edilmiş (cariye veya köle)
- HARAZA
-
-
[isim]
Kavga, gürültü, karışıklık
- "Yine mi kavga erenler? Yine mi haraza?" (Aka Gündüz)
-
Öfke, sinir
-
[isim]
Kavga, gürültü, karışıklık
- BAZALI
-
-
[sıfat]
Bazası olan
-
[sıfat]
Bazası olan
- AZAPLI
-
-
[sıfat]
Sıkıntı, acı veren
-
[sıfat]
Sıkıntı, acı veren
- KAZAĞI
-
-
[isim]
Kazımakta veya temizlemekte kullanılan demir araç
-
[isim]
Kazımakta veya temizlemekte kullanılan demir araç
- HAZARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Barışla ilgili
-
[sıfat]
Barışla ilgili
- MAĞAZA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Büyük dükkân
- "Mahmutpaşa'da bir manifatura mağazası işletiyor ve ayrıca iyi iş yapan bir düğme fabrikasının da yarı yarıya sahibi bulunuyordu." (Haldun Taner)
-
Eşya ve azık deposu
-
[isim]
Büyük dükkân
- MARAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık
- "İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur." (Haldun Taner)
-
Anlaşmazlık, çekişme, kavga
-
[isim]
Hastalık
- KAZAEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kazara
-
[zarf]
Kazara
- TAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- "Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha, ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız." (Haldun Taner)
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- KAZARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza
- "Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rastgele, tesadüfen
- "Köşkün kapısından kazara postacı geçse sapsarı kesilirdi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza
- YAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanıklık
-
[isim]
Uyanıklık
- AZALIŞ
-
-
[isim]
Azalma işi veya biçimi
-
[isim]
Azalma işi veya biçimi
- YALAZA
- ...
- NAZARİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kuramsal
- "Bazı nazari dersler bir kısım talebeye hiç şüphesiz daha eğlenceli gelecektir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[sıfat]
Kuramsal
- RAZAKI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalınca kabuklu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok bir tür üzüm
-
[isim]
Kalınca kabuklu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok bir tür üzüm
- FARAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki, varsayalım ki
- "Faraza bendeniz beyefendi, ne ticaret yapabilirim ne memuriyet." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki, varsayalım ki