İçinde az olan 8 harfli 216 kelime var. İçerisinde AZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında az olan kelimeler listesine ya da Sonu az ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEMBEYAZ
-
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- "Yanında kapkara yüzlü, bembeyaz dişli bir de zenci vardı." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Pırıl pırıl, apaçık bir biçimde
- "Bütün İzmit bir leylak demeti gibi bembeyaz, gözlerinin önüne açıldı." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok beyaz veya apak
- MAZOHİZM
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Bakınız mazoşizm
-
[isim]
Bakınız mazoşizm
- ŞENPAZAR
- ...
- AZALTMAK
-
-
[-i]
Az denecek bir miktara indirmek
- "İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Eskisinden az bir duruma getirmek, kırmak
-
Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek
- "Aspirin baş ağrımı azalttı."
-
[-i]
Az denecek bir miktara indirmek
- AZMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Bir işteki engelleri yenmeye karar vermiş olmak
- "Siz yanılıyorsunuz. Ben, evlenmeye azmetmiş bir kız değilim ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-e]
Bir işteki engelleri yenmeye karar vermiş olmak
- FAZLALIK
-
-
[isim]
Çokluk, gereğinden artık olma durumu
- "Fakat tuhaf ki kadın teessürde, korkuda hiçbir fazlalık göstermedi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Çokluk, gereğinden artık olma durumu
- AZDIRMAK
-
-
[-i]
Azmasına sebep olmak
- "Merhem yarayı azdırdı."
-
Azgın duruma getirmek
- "Taş atarak köpeği azdırdı."
-
Şımartmak
- "Yüz verip çocukları azdırdı."
-
Kötü davranış veya alışkanlıklara sürüklemek, yoldan çıkarmak
- "Arkadaşları çocuğu azdırdılar."
-
[-i]
Azmasına sebep olmak
- MADRABAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
-
[sıfat]
Hile yapan, hileci
- "... bunlar kusurlu, adi camlardır, köy evi camları! Madrabazlar böylelerini köylere satarlar." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse
- PAZARLIK
-
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- "... pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı." (Ömer Seyfettin)
- "Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi
- "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme
-
[isim]
Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
- BİRAZCIK
-
-
[sıfat]
Pek az, çok az
-
[zarf]
Kısa bir süre
- "Birazcık bekleyiniz lütfen."
-
[sıfat]
Pek az, çok az
- KÜFÜRBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
-
[sıfat]
Kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk
- HAZİNLİK
- ...
- SİHİRBAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyücü
-
[isim]
Büyücü
- YAZARLIK
-
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- "Mülkiyede Osmanlı tarihi alanında hocalık, müdürlük, yazarlık etmiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Yazar olma durumu veya yazarın mesleği
- DİYAKLAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çatlak
-
[isim]
Çatlak
- AZADELİK
-
-
[isim]
Azade olma durumu, serbestlik
- "Kendini yeni hayatın azadeliğine terk ettiği zaman..." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Azade olma durumu, serbestlik
- PERVAZLI
- ...
- EMİRGAZİ
- ...
- ARLANMAZ
-
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
-
[sıfat]
Utanmaz, sıkılmaz
- GAZETECİ
-
-
[isim]
Gazete yayımlayan kimse
-
Gazeteye yazı yazmayı, haber toplayıp vermeyi veya gazetenin yazı işlerinde çalışmayı iş edinen kimse
-
Gazete satan kimse
-
[isim]
Gazete yayımlayan kimse