İçinde az olan 5 harfli 134 kelime var. İçerisinde AZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında az olan kelimeler listesine ya da Sonu az ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PALAZ
-
-
[isim]
Kaz, ördek, güvercin vb. bazı kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu
-
[isim]
Kaz, ördek, güvercin vb. bazı kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu
- MİYAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sinek kurtçuklarının insanda ve hayvanlarda ortaya çıkardığı bozukluk
-
[isim]
Sinek kurtçuklarının insanda ve hayvanlarda ortaya çıkardığı bozukluk
- NAZAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Genizsil
-
[sıfat]
Genizsil
- TINAZ
-
-
[isim]
Dövülerek savrulmaya hazırlanan ekin yığını
-
Yığın
- "Bu surattan kurtulmak için kalkıyor, kitap tınazları arasından, ikisini görebileceği bir yer seçiyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Dövülerek savrulmaya hazırlanan ekin yığını
- AZMAK
-
-
[isim]
Küçük su birikintisi, gölcük
-
Bataklık
-
[isim]
Küçük su birikintisi, gölcük
- NAZİK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Başkalarına karşı saygılı davranan
- "Nazik adam."
-
İnce yapılı, narin
- "Kadın fevkalade nazik ve güzel, çocuklar oya gibi idiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özen, dikkat gösterilmezse kırılabilen, bozulabilen, kötüleşebilen
- "Nazik bir bitki."
-
Gerekli önlemler alınmadığında daha kötü olan, kritik
- "Şimdi devleti tehlikeden kurtaracak pek nazik zamandır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Dikkat isteyen, özen gerektiren
- "Nazik bir iş."
-
[sıfat]
Başkalarına karşı saygılı davranan
- İKRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Borç veya ödünç verme
-
[isim]
Borç veya ödünç verme
- İHRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kazanma, elde etme, erişme
- "Ölenler şehitlik mertebesini ihraz eyler." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kazanma, elde etme, erişme
- CEVAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İzin, müsaade
- "... silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği durumlarda." (Anayasa)
-
[isim]
İzin, müsaade
- OLMAZ
-
-
[sıfat]
İmkânsız, gerçekleşemez
-
[isim]
Yapılamayacak iş, tutum veya davranış
- "Onun o gözü pekliği, onurla ölümü göze alışıdır ki Atatürk'e olmazları oldurtmak gücünü vermiştir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İmkânsız, gerçekleşemez
- YAZIM
-
-
[isim]
Bir dilin belli kurallarla yazıya geçirilmesi, imla
-
[isim]
Bir dilin belli kurallarla yazıya geçirilmesi, imla
- AZERİ
- ...
- CAZİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alımlı
- "Gizli bir musikinin vezniyle dalgalanan ipekli maddeler gibi cazip, yumuşak ve tatlı idi." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Alımlı
- NAZİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Benzer, eş, örnek
- "Bazen geçen sene görmüş olduğumuz bir perçemin nazirini görürdük." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Benzer, eş, örnek
- HAZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- "Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- KAZAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse
-
[isim]
Ham ipeği iplik ve ibrişim durumuna getiren kimse
- AÇMAZ
-
-
[isim]
Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu
-
Tuluatta karşısındakine bir nükte veya tekerleme söyleme kolaylığını veren söz
-
İçinden zor çıkılır durum
-
[isim]
Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu
- GAZAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öfke, kızgınlık, hiddet
- "En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular." (Halide Edip Adıvar)
- "Sert kelimeler kullandı, köpürdü, gazaba geldi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Öfke, kızgınlık, hiddet
- HAZIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Usta, uz (hekim)
- "Şimdi eskisi gibi mi, İstanbul'da hazık hekimden geçilmiyor." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Usta, uz (hekim)
- HAZIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sindirim
-
Benimseme, kabul etme
-
[isim]
Sindirim