İçinde az olan 4 harfli 42 kelime var. İçerisinde AZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında az olan kelimeler listesine ya da Sonu az ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Paylama

AYAZ

  1. [isim] Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk
    • "Sürüp gider en sert ayazlarda bile / Bir tatlı sıcak kış vakti." (Behçet Necatigil)
  2. Çok soğuk hava

MAZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçmiş
    • "Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Geçmiş zaman

ARAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlinek
  2. Bulgu
    • "Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

AZİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görevden alma

MAZI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi (Thuya)
  2. Hayvansal ve bitkisel asalakların bitkilerde oluşturduğu ur

KAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Can veya mal kaybına, zararına neden olan kötü olay
    • "Tren kazası."
    • "Yalnız ortada tef çalan, bunların arasına kaza ile düşmüş gibi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Osman, kazaya kalan namazını daha ziyade geciktirmeden korkarak ayağa kalktı." (Refik Halit Karay)
  2. İlçe, kaymakamlık
    • "Kazada mektepli dişçi olmadığı için onu vilayete götürdüm." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme
  4. Yargı
  5. Kadılık görevi

HAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bu, şu, o
  2. Etkisiz, kusursuz

TAZI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus)
    • "Tazının burnu iki kilometre ötedeki bıldırcın kokusunu duyabilir." (Haldun Taner)

RAZI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden
    • "O anda insan her felakete, her musibete razıdır." (Refik Halit Karay)
    • "Yalvardı yakardı, beni, fabrikayı beklemeye razı etti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Allahın emri, Peygamberin kavliyle varmaya belki razı olurum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

VAAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma
    • "Köylerde ne yapacağını sordu, anlattılar: Namaz kıldırmalı, vaaz etmeli..." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Nasrullah Camii'nde verdiği büyük siyasi vaaz bütün gönülleri fethetmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini doğruluğa, iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme

AZOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)

APAZ

  1. [isim] Avuç

AZIK

  1. [isim] Yiyecek, besin, gıda

AZOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı

KAZI

  1. [isim] Bir yeri kazma işi, hafriyat
  2. Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması
  3. Tahta, maden vb. üzerine yazı veya resim oyma işi, hak (II)

İKAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
    • "Yaşına başına yakıştıramadığım bazı hareketlerde bulunan babamı ikaz etmek lüzumunu duyduğundan mıdır, nedir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Uyandırma

AZMA

  1. [isim] Azmak işi
  2. [sıfat] Melez

AVAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yüksek ses, nara
    • "Sinemi deler avazın / Turnam senin sunam senin." (Âşık Veysel)
    • "Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu." (Peyami Safa)

AZİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ermiş, eren
  2. [sıfat] Sevgide üstün tutulan, muazzez

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü