İçinde az olan 4 harfli 42 kelime var. İçerisinde AZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında az olan kelimeler listesine ya da Sonu az ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İVAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödün
-
Edim
-
Karşılık
- "Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin." (Yunus Emre)
-
[isim]
Ödün
- AVAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yüksek ses, nara
- "Sinemi deler avazın / Turnam senin sunam senin." (Âşık Veysel)
- "Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yüksek ses, nara
- RAZI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden
- "O anda insan her felakete, her musibete razıdır." (Refik Halit Karay)
- "Yalvardı yakardı, beni, fabrikayı beklemeye razı etti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Allahın emri, Peygamberin kavliyle varmaya belki razı olurum." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden
- İZAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağırlama
-
[isim]
Ağırlama
- AYAZ
-
-
[isim]
Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk
- "Sürüp gider en sert ayazlarda bile / Bir tatlı sıcak kış vakti." (Behçet Necatigil)
-
Çok soğuk hava
-
[isim]
Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk
- NAZİ
- ...
- AZOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)
-
[isim]
Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)
- BAZI
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birtakım, kimi
- "Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler." (Ömer Seyfettin)
- "Bizimkisi komşuluk gayreti dedi, içinden de ne demişler? Bazı dingil döner bazı teker." (Ncmettin Halil Onan)
-
[zarf]
Bazen
- "Bazı, mağazadan içeriye girinceye kadar kendimden geçerdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Birtakım, kimi
- AZİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görevden alma
-
[isim]
Görevden alma
- AZCA
-
-
[zarf]
Oldukça az
-
[zarf]
Oldukça az
- GAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş
- "Küffar üzerindeki gazamızın sevabı bize kâfidir." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[isim]
İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş
- TAZE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bozulmamış, bayatlamamış olan
- "Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Çamur, taze ot görmüş eşek gibi pis pis sırıtmış bunun üzerine." (Haldun Taner)
-
Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
- "Yüzü taze, taravetli ve güzeldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
- "Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yeni, zamanı geçmemiş
- "Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Genç kadın
- "Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bozulmamış, bayatlamamış olan
- AZMA
-
-
[isim]
Azmak işi
-
[sıfat]
Melez
-
[isim]
Azmak işi
- PAZI
-
-
[isim]
Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
-
[isim]
Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)
- AZİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Azothidrik asit HN3 deki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler
-
[isim]
Azothidrik asit HN3 deki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler
- GAZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse
- "Gazi Baba, etrafında binlerce gazi ile bir tepede yatardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Olağanüstü yararlıklar göstererek düşmanı yenen komutanlara devlet tarafından verilen onur unvanı
- "Gazi Mustafa Kemal."
-
Savaştan sağ olarak dönen kimse
- "Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse
- BAZA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
-
Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
-
Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi
-
[isim]
Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
- İCAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Az sözle çok şey anlatma
-
[isim]
Az sözle çok şey anlatma
- KAZI
-
-
[isim]
Bir yeri kazma işi, hafriyat
-
Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması
-
Tahta, maden vb. üzerine yazı veya resim oyma işi, hak (II)
-
[isim]
Bir yeri kazma işi, hafriyat
- LAZA
-
-
[isim]
Bal koymaya yarayan küçük tekne
-
[isim]
Bal koymaya yarayan küçük tekne