İçinde avu olan 7 harfli 37 kelime var. İçerisinde AVU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında avu olan kelimeler listesine ya da Sonu avu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A U V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KILAVUZ
-
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb
- "Öğrenci kılavuzu."
-
Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse
-
Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse
- "Kılavuzumuz Atatürk'tür."
-
Kılavuz gemisi
-
Kılavuz kaptan
- "İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır."
-
Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası
-
Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç
-
Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- AZNAVUR
-
-
[isim]
İri yarı, kırıcı, sinirli, asık suratlı, sert kimse
-
[isim]
İri yarı, kırıcı, sinirli, asık suratlı, sert kimse
- AVURTLU
-
-
[sıfat]
Çalım satan, yüksekten atan
-
[sıfat]
Çalım satan, yüksekten atan
- SAVULMA
-
-
[isim]
Savulmak işi veya durumu
-
[isim]
Savulmak işi veya durumu
- KAVUKÇU
-
-
[isim]
Kavuk yapan veya satan kimse
-
Birine yaranmak için onun söz veya davranışlarını uygun bulan, onaylayan kimse
-
[isim]
Kavuk yapan veya satan kimse
- TAVULGA
-
-
[isim]
Kabuğu kırmızı veya erguvan renginde olan ve tabaklamada kullanılan bir söğüt türü
-
[isim]
Kabuğu kırmızı veya erguvan renginde olan ve tabaklamada kullanılan bir söğüt türü
- BAVULLU
-
-
[sıfat]
Bavulu olan
- "Şimdi apartmana uğrayan eli bavullu bir adam hepsini getiriyor." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Bavulu olan
- KAVUNSU
-
-
[sıfat]
Kavunu andıran, kavuna benzeyen, kavun gibi, kavunumsu
- "Uzun boylu, biraz kavunsu kafalı, ufak burunlu, konuşkan bir adammış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Kavunu andıran, kavuna benzeyen, kavun gibi, kavunumsu
- YAVUKLU
-
-
[isim]
Sözlü
- "Köylerine dönmekte olan iki er, yavukluları için birer maşa aldılar." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Sevgili
-
[isim]
Sözlü
- AVUTMAK
-
-
[-i]
Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek
- "İnsanı sıkıntılı zamanlarda kitap kadar avutan bir şey yoktur."
-
Oyalamak
- "Çocuk annem diye tutturdu, güç avuttuk."
-
[-i]
Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek
- GAVURCA
- ...
- ARNAVUT
- ...
- TAVUKÇU
-
-
[isim]
Tavuk besleyicisi
-
Tavuk satan kimse
-
Kesilmiş tavuk satıcısı
-
[isim]
Tavuk besleyicisi
- PAVURYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir cins iri yengeç
-
[isim]
Bir cins iri yengeç
- KAVURUŞ
-
-
[isim]
Kavurma işi veya biçimi
-
[isim]
Kavurma işi veya biçimi
- FİRAVUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan
-
İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir çeşit oyun
-
Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse
-
[isim]
Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan
- HAVUZCU
-
-
[isim]
Otelde havuzla ilgili işlere bakan görevli
-
[isim]
Otelde havuzla ilgili işlere bakan görevli
- TAVUKLU
-
-
[sıfat]
İçinde tavuk eti bulunan
-
[sıfat]
İçinde tavuk eti bulunan
- YAVUZCA
-
-
[zarf]
Yavuz bir biçimde
-
[zarf]
Yavuz bir biçimde
- DAVULCU
-
-
[isim]
Davul çalan kimse, baterist
-
[isim]
Davul çalan kimse, baterist