İçinde ata olan 5 harfli 18 kelime var. İçerisinde ATA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ata olan kelimeler listesine ya da Sonu ata ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ATA

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İHATA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuşatma
  2. Kavrayış, anlayış
    • "Biz, zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz." (Asaf Halet Çelebi)

TATAR

  1. [isim] Postayı süren kimse

KATAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lokomotif ile vagonların oluşturdukları dizi, tren
    • "Bugün beş katar kalkacak."
  2. Taşıt dizisi
    • "Otomobil katarı. Yük katarı."
  3. Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi

BATAK

  1. [isim] Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak
    • "İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Kötü durum, içinden çıkılmaz iş
    • "Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça büsbütün saplandığını dehşetle görüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [sıfat] Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış

YATAK

  1. [isim] Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
    • "Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım." (Refik Halit Karay)
    • "Gerçekten yatak yorgan, kolu boynu sargılar içinde, pestil gibi yatıyordu." (Haldun Taner)
    • "Daha on yaşımda yokken annem yatağa düşmüştü." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Yorgunluktan yatağa seriliverdim."
  2. Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
  3. Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb
  4. Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra
  5. Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını
    • "Çakıl yatağı."
  6. Bir şeyin çok bulunduğu yer
    • "Av yatağı. Aslan yatağı."
  7. Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
  8. Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
  9. Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer
    • "Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı."
  10. Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça
    • "Namlu yatağı. Eksen yatağı."
  11. Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
  12. Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer
  13. Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka

PATAL

  1. [isim] Lüle taşı

ÇATAK

  1. [isim] İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı
    • "Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Yapışık, ikiz (meyve)
  3. [sıfat] Kavgacı

ATAMA

  1. [isim] Atamak işi, tayin
    • "Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir." (Anayasa)

TRATA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Torbalı balık ağı

VATAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yurt
    • "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir." (Ncmettin Halil Onan)
    • "Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz / İlleri var bizim ile benzemez." (Karacaoğlan)

ATARİ

  1. [isim] Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

MATAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz
    • "Kadının çantası da matah bir şey değil zaten." (Çetin Altan)

BATAR

  1. [isim] Zatürre

HATAY
...
YATAY

  1. [sıfat] Durgun bir su yüzeyine veya zemine paralel, düşey doğrultusuna dikey olan, ufki
    • "Sıvıların yüzü hep yatay olur."

ÇATAL

  1. [isim] İki veya daha çok kola ayrılan değnek
  2. Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
  3. Dallı olan şeylerin her kolu
  4. Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç
    • "Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı." (Peyami Safa)
  5. Dirgen
  6. Bir tür olta iğnesi
  7. [sıfat] Ucu kollara ayrılmış
    • "Çatal dal. Çatal yol."
  8. [sıfat] İki taraflı
    • "Çatal anahtar."
    • "Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar." (Halk türküsü)
  9. [sıfat] İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir
    • "Çatal söz."

ATAŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı
    • "Elçilik ataşelerinde yüzde otuz azaltılmaya gidilmelidir." (Falih Rıfkı Atay)

PATAK

  1. [isim] Dayak, kötek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü