İçinde at olan 8 harfli 579 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EDEBİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazın (II)
- "Edebiyat hocasıyken talebeme bu nesir sanatından bir defa bahsetmiştim." (Falih Rıfkı Atay)
- "Biz edebiyat yapmıyoruz, gazetecilik ediyoruz, modern gazetecilik!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir bilim kolunun türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve eserlerin hepsi, literatür
- "Hekimlik edebiyatı."
-
İçten olmayan, gereksiz, boş sözler
-
[isim]
Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazın (II)
- MAHSULAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ürünler
-
Ortaya çıkan, elde edilen şeyler
-
[isim]
Ürünler
- SANATEVİ
-
-
[isim]
Sanat eserlerinin üretildiği veya sergilendiği yer
-
[isim]
Sanat eserlerinin üretildiği veya sergilendiği yer
- FOSFATLI
-
-
[sıfat]
İçinde fosfat olan
- "Fosfatlı yapay gübre."
-
[sıfat]
İçinde fosfat olan
- KATMANLI
-
-
[sıfat]
Katmanları olan, katmanlardan oluşan, tabakalı
-
[sıfat]
Katmanları olan, katmanlardan oluşan, tabakalı
- TAKATSİZ
-
-
[sıfat]
Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
- "Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
- ZİRAATÇI
-
-
[isim]
Tarımcı
-
[isim]
Tarımcı
- ANLATICI
-
-
[isim]
Hikâye, fıkra vb.ni anlatan kimse
-
[isim]
Hikâye, fıkra vb.ni anlatan kimse
- FELDSPAT
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu
-
[isim]
Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu
- PEGMATİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başlıca kuvars, feldspat ve Moskof camından oluşan, açık renkli bir tür magma taşı
-
[isim]
Başlıca kuvars, feldspat ve Moskof camından oluşan, açık renkli bir tür magma taşı
- PLATİNSİ
-
-
[sıfat]
Platini andıran, platine benzeyen, platin gibi, platinimsi
-
[sıfat]
Platini andıran, platine benzeyen, platin gibi, platinimsi
- ÇATKILIK
-
-
[isim]
Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç
-
[isim]
Çift öküzlerini birbirlerine bağlayan çifte boyunduruklu ağaç
- HOYRATÇA
-
-
[sıfat]
Kaba
-
[zarf]
Kaba bir biçimde
-
[sıfat]
Kaba
- MAŞATLIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı
- "Maşatlığın ince bir yosun tabakasıyla örtülü mermerleri güneşle kızıyor, tatlı bir göbektaşı sıcaklığı alıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı
- ATIYORUM
-
-
"varsayımlı örnek veriyorum" anlamında kullanılan bir söz
- "Taşı suya atmak."
- "Hatta aleyhimde atıp tuttuğunu bile duysam kendimi tanıtmamalıydım." (Orhan Veli Kanık)
-
"varsayımlı örnek veriyorum" anlamında kullanılan bir söz
- MEDYATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İletişim araçlarına özgü, iletişim araçlarıyla ilgili
-
Medyada çok yer alan, çok tanınan, çok bilinen (kimse)
-
[sıfat]
İletişim araçlarına özgü, iletişim araçlarıyla ilgili
- SANATSAL
-
-
[sıfat]
Sanata ilişkin, sanatla ilgili
-
[sıfat]
Sanata ilişkin, sanatla ilgili
- TAHRİBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıkıp bozma, harap etme
-
[isim]
Yıkıp bozma, harap etme
- EVLATLIK
-
-
[isim]
Evlat olma durumu
- "Evdekiler Tanrı huzurunda şahit tutup Seyit'i evlatlıktan reddetti." (Lâtife Tekin)
-
Küçük yaştan beri eve alınıp yetiştirilen kimse
- "Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti." (Haldun Taner)
-
Birinin yasayla evlat olma hakkı tanıdığı kimse
-
[isim]
Evlat olma durumu
- DRAMATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sahne oyununa özgü olan
- "Bu oyunun dramatik çatısını ben koyacaktım." (Haldun Taner)
-
İçinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay)
-
Coşku veren, duyguları kamçılayan
-
Acıklı
-
[sıfat]
Sahne oyununa özgü olan