İçinde at olan 8 harfli 579 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DRAMATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sahne oyununa özgü olan
- "Bu oyunun dramatik çatısını ben koyacaktım." (Haldun Taner)
-
İçinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay)
-
Coşku veren, duyguları kamçılayan
-
Acıklı
-
[sıfat]
Sahne oyununa özgü olan
- HAFRİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprağı kazma, kazı
-
[isim]
Toprağı kazma, kazı
- VASATLIK
- ...
- FOSLATMA
-
-
[isim]
Foslatmak işi
-
[isim]
Foslatmak işi
- LATİNİZE
- ...
- PARLATMA
-
-
[isim]
Parlatmak işi
-
[isim]
Parlatmak işi
- KOCATMAK
-
-
[-i]
Kocaltmak
-
[-i]
Kocaltmak
- NEŞRİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayın
-
[isim]
Yayın
- ATLATMAK
-
-
[-i]
Atlama işini yaptırmak
-
Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak
-
Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak
- "Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık." (Tarık Buğra)
-
Başından savmak
- "Bu Kurul'u atlatıncaya kadar sesimi çıkarmayacağım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Savsaklamak
-
Aldatmak
- "Onları da ara sıra atlatanlar bulunur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Atlama işini yaptırmak
- ÇATLAYIŞ
-
-
[isim]
Çatlatma işi veya biçimi
-
[isim]
Çatlatma işi veya biçimi
- DERHATIR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Hatırda
-
[zarf]
Hatırda
- MATERYAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gereç
-
Yazılı, sözlü, görüntülü, kaydedilmiş her türlü belge
-
[isim]
Gereç
- MAZARRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zarar
-
[isim]
Zarar
- OYNATMAK
-
-
[-i]
Oynamasını sağlamak
- "Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." (Peyami Safa)
-
Kımıldamasına yol açmak
- "Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak
- "Ayı oynatmak."
-
[nsz]
Bir araç, gereç kullanmak
- "Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Aklını yitirmek
- "Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim." (Falih Rıfkı Atay)
-
Korkutmak, heyecanlandırmak
- "Yüreğimi oynattın."
-
Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak
- "Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor."
-
[nsz]
Sahneye koymak
- "Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Oynamasını sağlamak
- PALMİTAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Palmitik asidin tuzu veya esteri
-
[isim]
Palmitik asidin tuzu veya esteri
- TABİATÇI
- ...
- AMATÖRCE
-
-
[sıfat]
Amatör gibi
-
[zarf]
Amatöre yakışır biçimde
-
[sıfat]
Amatör gibi
- KARBONAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karbonik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuzların genel adı
-
Sodyum bikarbonat
-
Genellikle sindirimi kolaylaştırmak için suya katılan kimyasal birleşim
- "Daha sonra karbonat yerine asit borik yutmak suretiyle bir sersemlik ettim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Karbonik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuzların genel adı
- KATARAKT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gözdeki billur cismin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen ve görmeyi engelleyen rahatsızlık, perde, akbasma, aksu
-
[isim]
Gözdeki billur cismin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen ve görmeyi engelleyen rahatsızlık, perde, akbasma, aksu
- PEDİATRİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çocuk hastalıkları ile ilgili hekimlik dalı
-
[isim]
Çocuk hastalıkları ile ilgili hekimlik dalı