İçinde at olan 7 harfli 447 kelime var. İçerisinde AT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında at olan kelimeler listesine ya da Sonu at ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKSATMA
-
-
[isim]
Aksatmak işi
-
[isim]
Aksatmak işi
- NASİHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öğüt
- "Nasihatleri sonuna kadar dinler ve bitince hiç sesini çıkarmaz." (Memduh Şevket Esendal)
- "Dinle sana bir nasihat edeyim / Hatırdan gönülden geçici olma." (Karacaoğlan)
- "Ayrılırlarken anası, Ayşe'ye son bir nasihat verdi." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Öğüt
- BATIRIK
-
-
[isim]
Köftelik bulgur, dövülmemiş ceviz içi, soğan, domates, nane, maydanoz, tahin ve limon suyu kullanılarak yapılan, taze asma yaprağı veya lahanaya sarılarak yenilen bir salata türü
-
[isim]
Köftelik bulgur, dövülmemiş ceviz içi, soğan, domates, nane, maydanoz, tahin ve limon suyu kullanılarak yapılan, taze asma yaprağı veya lahanaya sarılarak yenilen bir salata türü
- HAREKAT
- ...
- KONTRAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sözleşme
- "Yeni ev sahibi ile kontratını da profesör diye yaptırmış." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sözleşme
- HATIRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anılar, andaç
-
[isim]
Anılar, andaç
- İSTİNAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dayanma, yaslanma
- "Bizden evvelki zamanların tarihleri ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir." (Aka Gündüz)
-
Güvenme, kuvvet alma
-
Bir şeyi kanıt sayma
-
[isim]
Dayanma, yaslanma
- FIRKATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
10-15 çift kürekli, hızlı, eski bir savaş gemisi
-
[isim]
10-15 çift kürekli, hızlı, eski bir savaş gemisi
- İLTİFAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma
- "Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı." (Mahmut Yesari)
- "İltifat etti, hatırını sordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlgi gösterme, rağbet etme
- "Kime iltifat dozunu artırırsa o gerçekten de bir şeyler olurdu." (Çetin Altan)
- "Akşamki yemeklere iltifat eden çok oldu."
-
Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine veya bir şeye yöneltme
-
Yüzünü çevirerek bakma
-
[isim]
Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma
- KAYNATA
-
-
[isim]
Kocaya veya kadına göre birbirlerinin babası, kayınbaba, kayınpeder
- "Kaynatası belki ısrardan vazgeçer korkusuyla çabucak kabul etti." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kocaya veya kadına göre birbirlerinin babası, kayınbaba, kayınpeder
- TOPATAN
-
-
[isim]
Güzel kokulu, sarı renkte, uzunca bir kavun türü
-
[isim]
Güzel kokulu, sarı renkte, uzunca bir kavun türü
- İNATLIK
- ...
- RAHATÇA
-
-
[sıfat]
Rahat
-
Rahat bir biçimde
- "Buradan hem aşağı obayı hem yukarı obayı rahatça seyredebiliyordu." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Rahat
- TALAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzgün söz söyleme kolaylığı
- "Sakin ve çekingen Ahmet Naci, umulmaz bir talakat ve hararetle uzun uzun söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Düzgün söz söyleme kolaylığı
- ÇATIŞKI
-
-
[isim]
Yasaların veya önermelerin kendi aralarında çelişikliği, antinomi
-
[isim]
Yasaların veya önermelerin kendi aralarında çelişikliği, antinomi
- KASKATI
-
-
[sıfat]
Çok katı
- "Kaskatı vücudumla kalakaldım."
- "Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Kıpırdamaksızın, hareketsiz veya donmuş olarak
- "Evin önünde kaskatı duruyordu."
-
Acımasız, hoşgörüsüz
-
[sıfat]
Çok katı
- SİLİKAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz
-
[isim]
Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz
- BAHARAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
- "Alttan alta, keskin bir baharat kokusu hissediliyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yiyecek ve içeceklere hoş koku ve tat vermek için kullanılan tarçın, karanfil, zencefil, karabiber vb. maddeler, bahar (II)
- ISLATMA
-
-
[isim]
Islatmak işi
-
[isim]
Islatmak işi
- KATLAMA
-
-
[isim]
Katlamak işi
-
Mayasız hamurdan yapılan, peynirli veya peynirsiz pide, yufka
-
[isim]
Katlamak işi