İçinde arı olan 8 harfli 66 kelime var. İçerisinde ARI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında arı olan kelimeler listesine ya da Sonu arı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARI, IRA
2 Harfli Kelimeler
AR, IR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BARIŞÇIL
-
-
[sıfat]
Barışsever
-
[sıfat]
Barışsever
- UYARINCA
-
-
[zarf]
Gereğince, mucibince
- "Kanunlar uyarınca."
-
[zarf]
Gereğince, mucibince
- KARIŞMAK
-
-
[-e]
İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
- "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Düzensiz, dağınık olmak
- "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Bulanmak, duruluğunu yitirmek
- "Hava birden karıştı. Zihnim karıştı."
-
[nsz]
Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek
- "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Müdahale etmek, araya girmek
- "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." (Falih Rıfkı Atay)
-
Engellemek, araya girmek
-
Bir araya gelmek, katılmak
- "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak
- "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak
- "Bu işe belediye karışır."
-
[-e]
İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
- SARIMSAK
-
-
[isim]
Zambakgillerden, 25-100 cm yükseklikte, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum)
-
Bu bitkinin baharat olarak kullanılan dişli bölümü
-
[isim]
Zambakgillerden, 25-100 cm yükseklikte, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum)
- SARIAĞIZ
-
-
[isim]
Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)
-
[isim]
Gölge balığıgillerden, ağzının içi sarı, büyük pullarla örtülü bir balık türü, denizgüzeli (Sciaena aquilla)
- CİHARIDÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Oyunda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün ikili düşmesi
-
[isim]
Oyunda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün ikili düşmesi
- YARIMLIK
-
-
[isim]
Sakat ve sağlıksız olma durumu
-
Yarım altın
-
Kasık fıtığı
-
Fıtık
-
Şiniğin yarısı
-
[isim]
Sakat ve sağlıksız olma durumu
- DARILTMA
-
-
[isim]
Darıltmak işi
-
[isim]
Darıltmak işi
- ZARARINA
-
-
[zarf]
Zarar ederek
- "Zararına sattılar."
-
[zarf]
Zarar ederek
- ARITMACI
- ...
- ARIZALIK
- ...
- CİHARISE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Oyunda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün üçlü düşmesi
-
[isim]
Oyunda zarlardan birinin dörtlü, öbürünün üçlü düşmesi
- SARINMAK
-
-
[-e]
Kendi üstüne sarmak
- "Davut ile Ali paltolarına, kaşkollarına sarınıp caddeye çıktılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Kendi üstüne sarmak
- AKTARICI
-
-
[isim]
Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse
-
Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç
-
Voleybolda öbür oyuncuların vurması için topu, ağın üzerine yükselten oyuncu
-
[isim]
Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse
- HAŞARICA
-
-
[sıfat]
Biraz haşarı
-
[zarf]
Haşarıya yakışır biçimde, haşarı gibi
-
[sıfat]
Biraz haşarı
- DARILGAN
-
-
[sıfat]
Çabuk alınıp darılan (kimse)
-
[sıfat]
Çabuk alınıp darılan (kimse)
- KOCAKARI
-
-
[isim]
Yaşlı kadın
- "Kocakarının trenin arkasından ağzıyla uluyarak koşan hayali bir rüya gibi oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Anne
-
[isim]
Yaşlı kadın
- ÇARIKSIZ
-
-
[sıfat]
Çarığı olmayan veya çarık giymemiş
-
[sıfat]
Çarığı olmayan veya çarık giymemiş
- KARINMAK
-
-
[nsz]
Sallanarak karışmak
-
Çiftleşmek
-
[nsz]
Sallanarak karışmak
- POLARICI
-
-
[isim]
Işığı polarmaya yarayan alet, polargı
-
[isim]
Işığı polarmaya yarayan alet, polargı