İçinde are olan 7 harfli 45 kelime var. İçerisinde ARE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında are olan kelimeler listesine ya da Sonu are ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AR, ER, RA, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAYYARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uçak

ÇAREVİÇ

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [isim] Çarın oğlu

SEYYARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gezegen

TİCARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ürün, mal vb. alım satımı
    • "Ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği
    • "Yolcuların çoğu çıkmış, artık ticareti dönüşe bıraktım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Bu etkinlikle ilgili bilim
  4. Alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr

NEZARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bakma, gözetme, gözetim
    • "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
  2. Gözaltı
  3. Nezarethane
    • "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bakanlık
  5. Görü

YARENCE
...
VARESTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kurtulmuş
    • "Endişeden vareste."
    • "... Türkçeyi bilmek için aruza aşina olmaktan vareste kalamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)

SADARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sadrazamlık

VEZARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vezirlik

ŞETARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevinç, şenlik, neşe
    • "Bu bedbinlik yerini çocukça bir şetarete bırakıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HAREKET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
    • "Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?" (Ömer Seyfettin)
    • "... saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
    • "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." (Refik Halit Karay)
  3. Davranış, tutum
    • "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." (Halide Edip Adıvar)
    • "İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?." (Halide Edip Adıvar)
  4. Yola çıkma
    • "Hareketimiz iki gün ertelendi."
  5. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
    • "Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi."
  6. Deprem
    • "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." (Memduh Şevket Esendal)
  7. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
    • "Hareket cetveli. Hareket memuru."
  8. Devinim
  9. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
  10. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi

MAHARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İş görmede beceri, uzluk, ustalık
    • "Hâlindeki kırgınlıktan, büyük bir derdi olduğunu anlamış, epeyce bir maharetle ağzını aramıştım." (Reşat Nuri Güntekin)

HEZAREN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saray çiçeği (Delphinium)

DARENDE
...
HARARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıcaklık
    • "Odanın harareti."
  2. Susama, susuzluk
    • "Çay, harareti giderir."
  3. Coşkunluk, ateşlilik
    • "Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı," (Peyami Safa)

AŞİKARE
...
ÇARESİZ

  1. [sıfat] Çaresi bulunmayan, onulmaz
    • "Çaresiz dert."
    • "Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar." (Ömer Seyfettin)
  2. Çare bulamayan (kimse), biçare
    • "Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu." (Ömer Seyfettin)
  3. [zarf] İster istemez
    • "Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü." (Haldun Taner)

MÜBAREK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Verimli, bereketli
  2. Kutlu, uğurlu, kutsal
    • "Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Çok saygı duyulan
    • "Mübarek yüzlü bir ihtiyar."
  4. [ünlem] Beğenilen, sevilen şeyler için söylenen bir söz
    • "Mübarek, ne güzel yer."
  5. Kızılan, şaşılan (kimse veya şey)
    • "Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı." (Haldun Taner)

KAREKÖK

  1. [isim] Karesi verilen bir sayıya eşit olan sayı

AKVAREL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sulu boya resim

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü