İçinde are olan 7 harfli 45 kelime var. İçerisinde ARE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında are olan kelimeler listesine ya da Sonu are ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AR, ER, RA, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MERARET
...
BEŞARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Muştu

HAREKET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
    • "Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?" (Ömer Seyfettin)
    • "... saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
    • "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." (Refik Halit Karay)
  3. Davranış, tutum
    • "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." (Halide Edip Adıvar)
    • "İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?." (Halide Edip Adıvar)
  4. Yola çıkma
    • "Hareketimiz iki gün ertelendi."
  5. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
    • "Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi."
  6. Deprem
    • "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." (Memduh Şevket Esendal)
  7. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
    • "Hareket cetveli. Hareket memuru."
  8. Devinim
  9. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
  10. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi

NEZARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bakma, gözetme, gözetim
    • "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
  2. Gözaltı
  3. Nezarethane
    • "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bakanlık
  5. Görü

MAHARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İş görmede beceri, uzluk, ustalık
    • "Hâlindeki kırgınlıktan, büyük bir derdi olduğunu anlamış, epeyce bir maharetle ağzını aramıştım." (Reşat Nuri Güntekin)

ŞETARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevinç, şenlik, neşe
    • "Bu bedbinlik yerini çocukça bir şetarete bırakıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TAYYARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uçak

MUAREFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karşılıklı birbirini tanıma, tanışma, tanışıklık
    • "Sizi tanıdığım günden beri aramızda muarefenin alabileceği şekiller üstünde her gün düşünüyorum." (Peyami Safa)

HARESİZ

  1. [sıfat] Haresi olmayan

AŞİKARE
...
SEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik, sefarethane
    • "Bu ismi bana İranlı bir sefaret kâtibi buldu." (Refik Halit Karay)

ÇARESİZ

  1. [sıfat] Çaresi bulunmayan, onulmaz
    • "Çaresiz dert."
    • "Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar." (Ömer Seyfettin)
  2. Çare bulamayan (kimse), biçare
    • "Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu." (Ömer Seyfettin)
  3. [zarf] İster istemez
    • "Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü." (Haldun Taner)

SEYYARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gezegen

YEKPARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bir parçadan oluşan, tek parça, bütün
    • "Pencerelerin karşı duvarı yerden tavana kadar yekpare aynayla örtülüydü." (Cahit Uçuk)
  2. [zarf] Tek parça olarak, bütün olarak
    • "Tarih, yekpare görülecek, topyekûn sevilecek yahut da nefret edilecek bir şey değildir." (Yahya Kemal Beyatlı)

DARENDE
...
KEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
  2. Diyet
    • "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)

VARESTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kurtulmuş
    • "Endişeden vareste."
    • "... Türkçeyi bilmek için aruza aşina olmaktan vareste kalamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)

DEKLARE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bildirilmiş, açıklanmış

SADARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sadrazamlık

MAREŞAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] En yüksek askerî rütbe
    • "Mareşal Fevzi Çakmak."
  2. Bu rütbede bulunan general, müşir

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü