İçinde are olan 7 harfli 45 kelime var. İçerisinde ARE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında are olan kelimeler listesine ya da Sonu are ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AR, ER, RA, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HEZAREN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saray çiçeği (Delphinium)

KAREKOD
...
NEZARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bakma, gözetme, gözetim
    • "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
  2. Gözaltı
  3. Nezarethane
    • "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bakanlık
  5. Görü

AŞİKARE
...
TAMKARE
...
SADARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sadrazamlık

FEVVARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Fıskiye

İDARELİ

  1. [sıfat] İdare etmesini bilen, iyi yöneten
  2. Tutumlu
    • "İdareli bir kadın."
  3. [zarf] Tutumlu biçimde, ekonomik olarak
    • "Sattıkları küpenin parasını çok idareli kullanıyorlardı." (Peyami Safa)

ŞETARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevinç, şenlik, neşe
    • "Bu bedbinlik yerini çocukça bir şetarete bırakıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SEYYARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gezegen

MÜBAREK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Verimli, bereketli
  2. Kutlu, uğurlu, kutsal
    • "Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Çok saygı duyulan
    • "Mübarek yüzlü bir ihtiyar."
  4. [ünlem] Beğenilen, sevilen şeyler için söylenen bir söz
    • "Mübarek, ne güzel yer."
  5. Kızılan, şaşılan (kimse veya şey)
    • "Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı." (Haldun Taner)

YEKPARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bir parçadan oluşan, tek parça, bütün
    • "Pencerelerin karşı duvarı yerden tavana kadar yekpare aynayla örtülüydü." (Cahit Uçuk)
  2. [zarf] Tek parça olarak, bütün olarak
    • "Tarih, yekpare görülecek, topyekûn sevilecek yahut da nefret edilecek bir şey değildir." (Yahya Kemal Beyatlı)

MEKKARE
...
ÇARESİZ

  1. [sıfat] Çaresi bulunmayan, onulmaz
    • "Çaresiz dert."
    • "Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar." (Ömer Seyfettin)
  2. Çare bulamayan (kimse), biçare
    • "Viranelerde yemek için ot toplayan çaresiz kadınlarla konuştu." (Ömer Seyfettin)
  3. [zarf] İster istemez
    • "Bu olmayınca da işi çaresiz komisyonculuğa dökmüştü." (Haldun Taner)

MERARET
...
İSTİARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ödünç, borç veya eğreti alma, ödünçleme
  2. Bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını eğreti olarak kullanma, eğretileme
    • ""Bu adam hayatının sonbaharında" cümlesinde sonbahar kelimesi yaşlılığı anlatan bir istiaredir."

USARELİ
...
HARARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıcaklık
    • "Odanın harareti."
  2. Susama, susuzluk
    • "Çay, harareti giderir."
  3. Coşkunluk, ateşlilik
    • "Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı," (Peyami Safa)

HAKARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Onur kırma, onura dokunma
    • "Bana hakaret ettiği için davacıyım, efendim." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hakkı da var, tecavüze uğramayan, hakaret görmeyen kalmıyor." (Aka Gündüz)
  2. Küçültücü söz veya davranış

KEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
  2. Diyet
    • "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü