İçinde anta olan 8 harfli 18 kelime var. İçerisinde ANTA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında anta olan kelimeler listesine ya da Sonu anta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ANAT, NAAT
3 Harfli Kelimeler
ANA, ANT, ATA, TAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FANTASMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gerçekte olmadığı hâlde var gibi görünen hayal
-
[isim]
Gerçekte olmadığı hâlde var gibi görünen hayal
- MANTARSI
-
-
[sıfat]
Mantarı andıran, mantara benzeyen, mantar gibi
-
[sıfat]
Mantarı andıran, mantara benzeyen, mantar gibi
- ÇANTASIZ
-
-
[sıfat]
Çantası olmayan
-
[sıfat]
Çantası olmayan
- AVANTALI
-
-
[sıfat]
Kazançlı, yararlı
-
[sıfat]
Kazançlı, yararlı
- MANTARCI
-
-
[isim]
Mantar yetiştiren veya satan kimse
-
İnsanları birtakım hilelerle şaşırtıp paralarını çalan (kimse), düzenbaz
-
[isim]
Mantar yetiştiren veya satan kimse
- LANTANİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57-71 arasında olan, seyrek bulunan elementlerin genel adı
-
[isim]
Birbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57-71 arasında olan, seyrek bulunan elementlerin genel adı
- ŞANTAJCI
-
-
[isim]
Şantaj yapan kimse
-
[isim]
Şantaj yapan kimse
- KANTARON
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea)
-
Birleşikgillerden, sarı, mavi, kırmızı çiçekli türleri bulunan otsu bir bitki (Centaurea)
-
[isim]
Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea)
- KANTARMA
-
-
[isim]
Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç
- "Gururu okşanılan bir erkek ise ağzına kantarma geçirilmiş bir küheylan kadar âcizdi, elinizde esirdir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç
- KANTARCI
-
-
[isim]
Kantar yapıp satan kimse
-
Kantarda tartan kimse
-
Çarşıya, pazara getirilen şeyleri tartıp vergisini toplayan görevli
-
[isim]
Kantar yapıp satan kimse
- MUTANTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Görkemli, şatafatlı
- "Salih Paşa'ya, uğrayacağı iskelelerde mutantan istikballer yapılması hakkında talimat verilmişti." (Atatürk)
-
[sıfat]
Görkemli, şatafatlı
- KANTARLI
-
-
[sıfat]
"Ağır sövgü" anlamına gelen kantarlı küfür, "ağır bir biçimde sövmek" anlamına gelen kantarlıyı savurmak deyimlerinde geçen bir söz
-
[sıfat]
"Ağır sövgü" anlamına gelen kantarlı küfür, "ağır bir biçimde sövmek" anlamına gelen kantarlıyı savurmak deyimlerinde geçen bir söz
- AKMANTAR
-
-
[isim]
Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)
-
[isim]
Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)
- AVANTACI
-
-
[isim]
Çıkarcı, beleşçi, bedavacı
-
[isim]
Çıkarcı, beleşçi, bedavacı
- ORYANTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Doğu medeniyeti ile ilgili, Doğu medeniyetini hatırlatan
-
[isim]
Genellikle Doğu ülkelerinde, kadınların tek başlarına ve yarı çıplak olarak müzik eşliğinde yaptıkları, vücut ve göbek hareketlerine dayalı dans
-
[isim]
Bu dansı yapan kadın
-
[sıfat]
Doğu medeniyeti ile ilgili, Doğu medeniyetini hatırlatan
- MANTARLI
-
-
[sıfat]
İçinde mantar bulunan, içine mantar konulmuş olan
- "Mantarlı çorba."
-
Mantarı olan
- "Mantarlı şişe. Mantarlı ayakkabı."
-
Mantar hastalığına yakalanmış
- "Arabalarda, manda sırtında, insan omzunda, kel, kör, uyuz, egzamalı, mantarlı, cüzzamlıya kadar bir köylü kafilesi tam bu zamanda gelir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçinde mantar bulunan, içine mantar konulmuş olan
- FANTAZYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri, atlı gösteri
-
[isim]
Arap atlılarının bayramlarda yaptıkları gösteri, atlı gösteri
- PIRLANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- "Onlara hakiki pırlanta diye geçirilmek istenen yalancı elmaslara bir kuyumcunun baktığı gibi bakmıştı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bunların arasında umutsuz yaşamayan pırlanta gibi delikanlılar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerinde bu elmas bulunan (yüzük vb.)
- "Sonra kalan pırlanta salkım küpe, annesinin yadigârı da elinden çıktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas