İçinde anc olan 7 harfli 45 kelime var. İçerisinde ANC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında anc olan kelimeler listesine ya da Sonu anc ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A C N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
CAN
2 Harfli Kelimeler
AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NİŞANCI
-
-
[sıfat]
Attığı kurşun, taş vb. ile hedefi vurmakta ustalık kazanmış olan
-
[isim]
Padişah divanı üyesi olan, antlaşma, berat, menşur, name ve fermanların başına tuğra çeken görevli, tevkici, tuğrakeş
-
[sıfat]
Attığı kurşun, taş vb. ile hedefi vurmakta ustalık kazanmış olan
- TURANCI
- ...
- KAPANCI
-
-
[isim]
Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı
-
[isim]
Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı
- AYRANCI
-
-
[isim]
Ayran yapan veya satan kimse
-
[isim]
Ayran yapan veya satan kimse
- TABANCA
-
-
[isim]
Kısa, hafif, cepte veya belde taşınan ateşli silah
- "Biraz eğildikleri zaman cübbelerinin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." (Falih Rıfkı Atay)
- "Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına." (Çetin Altan)
-
Boyacılıkta kullanılan, basınçlı hava yardımıyla boya püskürtmeye yarayan araç
-
[isim]
Kısa, hafif, cepte veya belde taşınan ateşli silah
- YILANCI
-
-
[isim]
Yılan besleyen veya yılan oynatan kimse
-
[isim]
Yılan besleyen veya yılan oynatan kimse
- KANCALI
-
-
[sıfat]
Kancası olan
-
[sıfat]
Kancası olan
- SANCILI
-
-
[sıfat]
Sancıya tutulan, sancısı olan
- "Yatağının içinde, sancılı bir adam gibi dönüp durdu." (Peyami Safa)
-
Sancı veren
-
Sıkıntılı
-
[sıfat]
Sancıya tutulan, sancısı olan
- SANCIMA
-
-
[isim]
Sancımak işi
-
[isim]
Sancımak işi
- ANCAKLI
- ...
- FİDANCA
- ...
- YALANCI
-
-
[isim]
Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse
-
[sıfat]
Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş
- "Fakat ben bu yalancı neşeye inanıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse
- ALMANCA
- ...
- ROMANCI
-
-
[isim]
Roman yazarı
- "Birçok kadınlar, ruh tahlillerini seven romancılar gibi ömürlerin kuruluşunu ve bozuluşunu takip eder." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Roman yazarı
- ALMANCI
- ...
- KOÇANCI
-
-
[isim]
Koçan işleriyle uğraşan kimse
-
[isim]
Koçan işleriyle uğraşan kimse
- YABANCI
-
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çocukluğumdan beri aşina olduğum ses bana yabancı geldi." (Halide Edip Adıvar)
- "Yabancısı olmadığımız ikinci kattaki küçük odaya yerleştik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge
- "Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanınmayan, bilinmeyen, yad
- "Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- "Yağın içinde yabancı maddeler var."
-
Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan
- "Bu uygulamanın yabancısıyım."
-
Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan
- "Yabancı arabalar buraya park edemez."
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- KANCACI
-
-
[isim]
Metal zincir imalatında palet zincirlerinin ucundaki baklalarına özel kanca takan kimse
-
[isim]
Metal zincir imalatında palet zincirlerinin ucundaki baklalarına özel kanca takan kimse
- KAPANCA
-
-
[isim]
Küçük kapan
-
Düzen, hile
-
[isim]
Küçük kapan
- DALANCI
-
-
[isim]
Lobici
-
[isim]
Lobici