İçinde alt olan 9 harfli 42 kelime var. İçerisinde ALT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alt olan kelimeler listesine ya da Sonu alt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALT, TAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AT, LA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HASIRALTI
-
-
[isim]
"Bir işi isteyerek, bilerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek" anlamındaki hasıraltı etmek deyiminde geçen bir söz
- "Başkan bizim projeyi hasıraltı etti."
-
[isim]
"Bir işi isteyerek, bilerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek" anlamındaki hasıraltı etmek deyiminde geçen bir söz
- BALTALAMA
-
-
[isim]
Baltalamak işi
-
Bilinçli ve kasıtlı olarak bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabotaj, sabote
-
[isim]
Baltalamak işi
- KIZILALTI
- ...
- SAĞALTMAK
-
-
[-i]
Sağlığa kavuşturmak, iyileştirmek, iyi etmek, tedavi etmek
-
[-i]
Sağlığa kavuşturmak, iyileştirmek, iyi etmek, tedavi etmek
- DARALTMAK
-
-
[-i]
Dar duruma getirmek
- "Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı." (Tarık Buğra)
-
Sayıca azaltmak
- "Aslında geniş olan kadroyu ne akla hizmet edip de bu derece daralttığına bir türlü akıl erdirememişti." (Haldun Taner)
-
[-i]
Dar duruma getirmek
- ALTMIŞLIK
-
-
[sıfat]
İçinde altmış tane bulunan
- "Altmışlık bir paket."
-
Altmış yaşında olan veya görünen
-
[sıfat]
İçinde altmış tane bulunan
- SİLAHALTI
-
-
[isim]
Askerlik görevi
- "Silahaltında bulunan er ve erbaşlarla askerî öğrenciler ... oy kullanamazlar." (Anayasa)
-
[isim]
Askerlik görevi
- DENİZALTI
-
-
[isim]
Deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş veya araştırma gemisi, tahtelbahir
-
[isim]
Deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş veya araştırma gemisi, tahtelbahir
- ÇOĞALTMAK
-
-
[-i]
Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak
- "Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." (Peyami Safa)
-
Çoğaltma makinesi kullanılarak sayısını artırmak, teksir etmek
-
[-i]
Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak
- UFALTILMA
- ...
- ALTIEYLÜL
- ...
- KALTAKLIK
-
-
[isim]
Toplumca hoş karşılanmayan davranışlarda bulunan kadının durumu
-
Böyle bir kadına yakışır davranış
-
[isim]
Toplumca hoş karşılanmayan davranışlarda bulunan kadının durumu
- ALTINIMSI
-
-
[sıfat]
Altınsı
-
[sıfat]
Altınsı
- YALTAKLIK
-
-
[isim]
Yaltak olma durumu veya yaltakça davranış, dalkavukluk, tabasbus
- "O iri, endamlı, dökme kehribar vücudunda öyle bir sokulmak, sürtünmek, bir kedi gibi mırıldana mırıldana yaltaklık etmek istidadı göze çarpardı ki işte bu hâl kasaba çapkınlarının uykularını kaçırır, akıllarını alırdı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yaltak olma durumu veya yaltakça davranış, dalkavukluk, tabasbus
- BOŞALTICI
- ...
- DALTONİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Renk körlüğü
-
[isim]
Renk körlüğü
- ÇOĞALTICI
-
-
[isim]
Çoğaltma işini gerçekleştiren düzenek
- "Elektron çoğaltıcı."
-
[isim]
Çoğaltma işini gerçekleştiren düzenek
- KOCALTMAK
-
-
[-i]
Kocamasına yol açmak, yaşlandırmak
-
[-i]
Kocamasına yol açmak, yaşlandırmak
- ALTIŞARLI
- ...
- YOĞALTMAK
-
-
[-i]
Tüketmek
- "Bu şehir yılda yirmi bin ton buğday yoğaltır."
-
[-i]
Tüketmek