İçinde alt olan 9 harfli 42 kelime var. İçerisinde ALT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alt olan kelimeler listesine ya da Sonu alt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ALT, TAL

2 Harfli Kelimeler

AL, AT, LA, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇOĞALTICI

  1. [isim] Çoğaltma işini gerçekleştiren düzenek
    • "Elektron çoğaltıcı."

DOMALTMAK

  1. [-i] Domalmasını sağlamak

ALTINEKİN
...
AZALTILMA

  1. [isim] Azaltılmak işi
    • "Elçilik ataşelerinde yüzde otuz azaltılmaya gidilmelidir." (Falih Rıfkı Atay)

BALTALAMA

  1. [isim] Baltalamak işi
  2. Bilinçli ve kasıtlı olarak bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabotaj, sabote

ALTIŞARLI
...
HASIRALTI

  1. [isim] "Bir işi isteyerek, bilerek ve haksız olarak yürütmemek, örtbas etmek" anlamındaki hasıraltı etmek deyiminde geçen bir söz
    • "Başkan bizim projeyi hasıraltı etti."

MALTLANMA

  1. [isim] Maltlanmak işi

KONYAALTI
...
ALTINOLUK

  1. [isim] İşlemeli kadın şalvarı
  2. Altın sırma veya kılaptanla işlenmiş çizgili ipek kumaş ve bu cins kumaşların üstünde bulunan sırma işlemeli yollar
  3. Sarıkların üstüne sarılan sırma şerit

ALTIEYLÜL
...
ALTINIMSI

  1. [sıfat] Altınsı

BUNALTMAK

  1. [-i] Bunalmasına yol açmak
    • "Artık onu sımsıkı sarıyorlarmış gibi bunaltan duvarlar, o kilitli kapılar yoktu." (Peyami Safa)

DARALTICI

  1. [isim] Boruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası

ALÇALTMAK

  1. [-i] Alçak duruma getirmek
    • "Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Değerini azaltmak
    • "Sözleriyle kendini alçalttı."

BUNALTICI

  1. [sıfat] Boğucu, sıkıcı, sıkıntı veren
    • "Tartışma koyulaşıp salonun havası hepsine bunaltıcı geldi mi pencereler açılıyor." (Ercüment Ekrem Talu)

SALTÇILIK

  1. [isim] Hükümdarın bütün siyasal kudreti elinde bulundurduğu yönetim biçimi, mutlakiyet, mutlakçılık

SİLAHALTI

  1. [isim] Askerlik görevi
    • "Silahaltında bulunan er ve erbaşlarla askerî öğrenciler ... oy kullanamazlar." (Anayasa)

KOCALTMAK

  1. [-i] Kocamasına yol açmak, yaşlandırmak

BOŞALTMAK

  1. [-i] Boş duruma getirmek
  2. [-i] Dökmek, boca etmek
    • "Tavşan kanı çayı ince belli çay bardağına boşalttı." (Haldun Taner)
  3. [nsz] Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak
    • "Yayla devriyesi bizden yardım istemek için havaya silah boşaltmış." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Kusmak
  5. Gevşetmek, açmak
    • "İbrahim Ağa atın kolanlarını boşaltırken, kendini bir iş yapmış sayar." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü