İçinde alet olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ALET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında alet olan kelimeler listesine ya da Sonu alet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A E L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

ALET, ATEL, TELA

3 Harfli Kelimeler

ALT, ATE, ELA, TAL, TEL

2 Harfli Kelimeler

AL, AT, EL, ET, LA, LE, TA, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KANALET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küçük kanal

SEFALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
    • "İnsan onu bir gördü mü evlerin, sokakların sefaletini unutur giderdi." (Tarık Buğra)

ARBALET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kundaklı, tetikli yay

ALETSİZ
...
KEFALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
    • "O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)

PALETLİ

  1. [sıfat] Paleti olan (taşıt)

DALALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
    • "Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler." (Atatürk)

DELALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kılavuzluk, aracılık
    • "Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. İz, işaret
    • "Meğer fazla süs zenginliğe değil, fukaralığa delalet edermiş." (Ahmet Haşim)

HALETME

  1. [isim] Haletmek işi veya biçimi

BESALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiğitlik, yararlılık

DEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sığınma, korunma

HAYALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak vb. görüntüler
  2. Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, görüntü
    • "Gözümün önünde durmaksızın geçen bir hayalet var." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Belli belirsiz görülen şey, gölge

VALETTA
...
TUVALET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi
    • "Başımı, tuvaletimi ve makyajımı bile ezbere yapacağım, aynada kendi yüzümü görmeyeceğim." (Peyami Safa)
  2. Abiye
    • "Asıl mühimi oyun için bir giyecek şey, yeni, açık bir tuvalet." (Tarık Buğra)
  3. Vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne
  4. Sidik veya dışkı
  5. İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, ayakyolu, yüznumara, hela, kenef, memişhane, kademhane
    • "Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz." (Falih Rıfkı Atay)

CEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bilgisizlik
    • "Açlık gidecek, cehalet gidecek, benizler kanlanacak, tabiat yenilenecek, emir altına alınacaktı." (Tarık Buğra)

REZALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik, maskaralık, rezillik
    • "Trafik düzeni rezalettir günden güne." (Necati Cumalı)
    • "Her kadının takdim edilmek için can attığı böyle büyük bir adamla dansı yarıda bırakıp rezalet çıkarmak için insanın aklı kaçık olmalı." (Halide Edip Adıvar)

VEKALET
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü