İçinde akın olan 7 harfli 19 kelime var. İçerisinde AKIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında akın olan kelimeler listesine ya da Sonu akın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A I K N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AKIN, ANIK, KANI, KINA
3 Harfli Kelimeler
AKI, ANI, KAN, KIN
2 Harfli Kelimeler
AK, AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAKINTI
-
-
[isim]
Şimşek çakması, parlaması
- "Alanları düşüncenin çakıntılarıyla aydınlanan kent / Genişletti varoşlarını genç ordularıyla eylemin." (Turan Oflazoğlu)
-
Ani buluş, düşünce, beklenmeyen söz veya davranış
- "Sarhoşun bazı sevimli buluşları, delinin beklenmedik çakıntıları olabilir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Şimşek çakması, parlaması
- TAKINMA
-
-
[isim]
Takınmak işi
-
[isim]
Takınmak işi
- KAKINTI
-
-
[isim]
Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse
-
[isim]
Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse
- YAKINMA
-
-
[isim]
Yakınmak (I) işi
-
[isim]
Yakınmak (I) işi
- BAKINDI
-
-
[ünlem]
"Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz
-
[ünlem]
"Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz
- BAKINIŞ
-
-
[isim]
Bakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Bakınma işi veya biçimi
- BAKINMA
-
-
[isim]
Bakınmak işi
-
[isim]
Bakınmak işi
- SAKINCA
-
-
[isim]
Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur
- "Kabul etmekte bir sakınca yoktur." (Burhan Felek)
-
[isim]
Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur
- SAKINTI
-
-
[isim]
Sıkıntıya yol açabilecek durumlara karşı alınan önlem, ihtiyat
-
[isim]
Sıkıntıya yol açabilecek durumlara karşı alınan önlem, ihtiyat
- TAKINTI
-
-
[isim]
Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
- "Uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez." (Burhan Felek)
-
Bütünlemeye kalınan ders
-
Küçük, önemsiz borç
-
Bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük, obsesyon
- "Sözünü ettiğim takıntı bana rahmetli babamdan miras kaldı." (Ahmet Ümit)
-
Bir kimseyle kurulan ilişki
-
[isim]
Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
- YAKINTI
-
-
[isim]
Yakılan bir şeyin kalıntıları
- "Düşmanın yakıp yıktığı köylerin yakıntı ve yıkıntıları..." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Şikâyet
-
[isim]
Yakılan bir şeyin kalıntıları
- TAKINAK
-
-
[isim]
Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce
-
[isim]
Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce
- YAKINIŞ
-
-
[isim]
Yakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Yakınma işi veya biçimi
- YAKINDA
-
-
[zarf]
Yakın bir yerde
- "Yakında mı oturuyorsunuz?"
-
Çok geçmeden
- "Yakında görüşürüz."
-
Son günlerde
- "Yakında mı geldiniz?"
-
[zarf]
Yakın bir yerde
- SAKINIŞ
-
-
[isim]
Sakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Sakınma işi veya biçimi
- SAKINIM
-
-
[isim]
Herhangi bir tehlikeye karşı alınan önlem, ihtiyat, tedbir
-
[isim]
Herhangi bir tehlikeye karşı alınan önlem, ihtiyat, tedbir
- TAKINIŞ
- ...
- BAKINTI
-
-
[isim]
Temel gereksinimleri karşılama
- "Üç yaşına kadar valideler çocuklarına pek az bir şey öğretebilecek veyahut hemen hiçbir şey öğretemeyecek, yalnız bir bakıntıdan ibaret bulunan hizmetlerinde bile..." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
Temel gereksinimleri karşılama
- SAKINMA
-
-
[isim]
Sakınmak işi, içtinap
-
Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem alma, ihtiyat
-
Boksörün korunmak için, ayaklarını oynatmadan eliyle, gövdesiyle sağa sola, öne arkaya yaptığı hareket
-
[isim]
Sakınmak işi, içtinap