İçinde aki olan 7 harfli 25 kelime var. İçerisinde AKİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aki olan kelimeler listesine ya da Sonu aki ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AK, Kİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VAKİTÇE

  1. [zarf] Vakit bakımından, vakte göre
    • "Adının çapkına çıkması, vakitçe ya da paraca cömert davranması yeterdi, kadınların hoşlanması için." (Necati Cumalı)

AKİSSİZ
...
TAKİBEN

  1. [zarf] Ardından
  2. İzleyerek, hemen sonra
    • "Cumhuriyet Başsavcılığı, kurulan partilerin ... Anayasa ve kanun hükümlerine uygunluğunu, kuruluşlarını takiben ve öncelikle denetler." (Anayasa)

TAKİPÇİ

  1. [isim] Takip eden, izleyen kimse

AKİLANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Akıllıca

MAKİLİK

  1. [isim] Maki yetişen yer

FİLVAKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Gerçekte, gerçekten, her ne kadar, vakıa
    • "Filvaki bu genç kız, fikirlerini biraz daha çocuksu anlatıyor." (Refik Halit Karay)

TİRYAKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)
    • "Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu." (Çetin Altan)
    • "Artık birbirimizin tiryakisi olmuştuk." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Açık söyleyeyim, ben parasızlığın tiryakisi bile oldum." (Peyami Safa)
  2. Bir şeye çok alışmış, vazgeçemeyen
    • "Belki de habire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmış altı tiryakisi." (Haldun Taner)
  3. [isim] Karagöz oyununda yaşlı ve afyon içmeye alışmış kimse

HAKİKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas
    • "Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek." (Refik Halit Karay)
  2. Gerçeklik
    • "Dünyanın döndüğü bir hakikattir." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. [zarf] Gerçekten
    • "Beni oyaladı lakin hakikat adamakıllı içerlemiş." (Memduh Şevket Esendal)

BAKİLİK

  1. [isim] Baki olma durumu

SONRAKİ

  1. [sıfat] Sonra olan

SİRTAKİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir çeşit dans

ŞAKİLİK

  1. [isim] Haydutluk

SAKİNCE

  1. [sıfat] Sakin
  2. [zarf] Sakin bir biçimde

MALAKİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı

FAKİRCE

  1. [sıfat] Yoksul
  2. [zarf] Fakire benzer biçimde

YAKİNEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Sağlam olarak, iyice (bilmek)
    • "Hatta yakinen biliyorlardı ki öyle ufaktan bir aileye mensup değildi." (Refik Halit Karay)

LAKİNLİ
...
BİLAKİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine
    • "Bilakis tecrübeli bir adam gibi söz söylüyorum, inanınız." (Peyami Safa)

VAKİTLİ

  1. [sıfat] Zamanında yapılan, zamanında olan
    • "Bu, vakitli bir iş sayılmaz."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü