İçinde aka olan 9 harfli 81 kelime var. İçerisinde AKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aka olan kelimeler listesine ya da Sonu aka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AKA
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAZAKATLİ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Hazakat sahibi
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Hazakat sahibi
                    
                    
 - MUTALLAKA
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Boşanarak dul kalmış kadın
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Boşanarak dul kalmış kadın
                    
                    
 - AKADEMİCİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kurallara bağlı resim ve heykel çalışması yapan kişi veya sanatçı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kurallara bağlı resim ve heykel çalışması yapan kişi veya sanatçı
                    
                    
 - SAKARYALI
 - ...
 - BARAKACIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Küçük baraka
                    
                    
- "Bu barakacıklar, sarkan saçakları, dökülmüş kafesleri ile caddenin iki tarafını dolduruyorlardı." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Küçük baraka
                    
                    
 - LAKACILIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Lakacının işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Lakacının işi
                    
                    
 - KAKALAMAK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Kakmak
                    
                    
- "Kakalamaktan parmak uçları delik deşik terzi çırakları, kalfalar..." (Atilla İlhan)
 
 - 
                    
                        Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak
                    
                    
 - 
                    
                        Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak
                    
                    
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Kakmak
                    
                    
 - ŞAKALAŞIŞ
 - ...
 - YAKALAYIŞ
 - ...
 - YAKALATMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Yakalatmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yakalatmak işi
                    
                    
 - REFAKATÇİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Hastanelerde hastanın yanında kalan, hastaya yardımcı olan kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hastanelerde hastanın yanında kalan, hastaya yardımcı olan kimse
                    
                    
 - KALAKALMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kalakalmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kalakalmak işi
                    
                    
 - FİYAKASIZ
 - ...
 - TABAKASIZ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Tabakası olmayan
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Tabakası olmayan
                    
                    
 - ARTAKALMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Artakalmak işi veya durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Artakalmak işi veya durumu
                    
                    
 - YAKALIKLI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yakalığı olan
                    
                    
- "Bu büyük salonda toplananların çoğu redingotlu, kolalı yüksek yakalıklı, fesli beylerdi." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Yakalığı olan
                    
                    
 - MÜNAKALAT
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Ulaştırma
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ulaştırma
                    
                    
 - ÇALAKAMÇI
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Durmadan kamçılayarak
                    
                    
- "Arabacı artık beygiri çalakamçı sürüyor." (Osman Cemal Kaygılı)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Durmadan kamçılayarak
                    
                    
 - SADAKATLİ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        İçten bağlı, sadık
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        İçten bağlı, sadık
                    
                    
 - AKABİLMEK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Akma imkânı veya olasılığı bulunmak
                    
                    
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Akma imkânı veya olasılığı bulunmak