İçinde aka olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde AKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aka olan kelimeler listesine ya da Sonu aka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AKA
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SADAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dilenciye verilen para
-
Yoksullara yardım olarak karşılıksız verilen şey
- "Sen bana niye söylemedin? Sadaka verirdik, adak adardık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Dilenciye verilen para
- YALAKA
-
-
[isim]
Dalkavuk
-
[sıfat]
Arsız, sırnaşık
-
[isim]
Dalkavuk
- AKARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akar
- "Başladı, her ay, akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Akar
- AKASMA
-
-
[isim]
Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
-
[isim]
Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
- LAAKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- "Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- SARAKA
-
-
[isim]
Alay, istihza
- "Taşralarda ağırbaşlı kitaplar okumaya kalkışan öğrencileri, arkadaşları sarakaya alır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Alay, istihza
- YAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanıklık
-
[isim]
Uyanıklık
- YAKALI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde yakası olan
- "Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde yakası olan
- MAKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- "Dersin ciddiliğine bakmadan koyuverdik makaraları." (Atilla İlhan)
- "Yukarı katta ihtiyar imamla yatalak hasta karısının aşağıdan tamamıyla işitilen kavgalarına dair hikâyelerinin makarasını çözerdi." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
-
Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç
-
Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- ŞAKACI
-
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- "Gazi, teessürünü şakacı bir tonla örterek sözümü kesti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- CAKACI
-
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
- LAKACI
-
-
[isim]
Lakçı
-
[isim]
Lakçı
- SAKALI
-
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- "İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- FİYAKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gösteriş, çalım, afi, caka
- "Küçük çocuklar da tütüne alışırken fiyakası için başlarlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gösteriş, çalım, afi, caka
- AFAKAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hafakan
-
[isim]
Hafakan
- BAKARA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar
- "Geçenlerde bir iş adamı bakarada yüz bin liraya yakın para kaybetti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar
- TAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- "Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha, ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız." (Haldun Taner)
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- FALAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı
-
Bu araçla uygulanan dayak cezası
-
Bazı kaldıraçlarda kullanılan ucu iple bağlı ağaç parçası
-
[isim]
Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı
- BAKAYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar
-
Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler
-
Kalıntılar
-
[isim]
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar
- LAKAYT
- ...