İçinde aka olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde AKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aka olan kelimeler listesine ya da Sonu aka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AKA
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAAKAL
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [zarf]
                    
                        En azından, hiç olmazsa
                    
                    
- "Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        En azından, hiç olmazsa
                    
                    
 - FİYAKA
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        Gösteriş, çalım, afi, caka
                    
                    
- "Küçük çocuklar da tütüne alışırken fiyakası için başlarlar." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Gösteriş, çalım, afi, caka
                    
                    
 - AKASYA
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok çeşidi yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)
                    
                    
 - 
                    
                        Baklagillerden, yurdumuzda yetişen bir süs ve gölge ağacı, salkım ağacı, yalancı akasya (Robinia pseudoacacia)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok çeşidi yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)
                    
                    
 - ŞAKACI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
                    
                    
- "Gazi, teessürünü şakacı bir tonla örterek sözümü kesti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
                    
                    
 - YAKALI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Herhangi bir biçimde yakası olan
                    
                    
- "Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Herhangi bir biçimde yakası olan
                    
                    
 - MAKALE
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
                    
                    
 - SAKALI
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Saka hastalığına tutulmuş
                    
                    
- "İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu." (Refik Halit Karay)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Saka hastalığına tutulmuş
                    
                    
 - TOYAKA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçirilen tahta parçası
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçirilen tahta parçası
                    
                    
 - AFAKAN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Hafakan
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hafakan
                    
                    
 - YAKARI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Yakarış
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yakarış
                    
                    
 - AKASMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)
                    
                    
 - BARAKA
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
                    
                    
- "Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür." (Orhan Seyfi Orhon)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
                    
                    
 - SAKAĞI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Özellikle atlarda görülen ve insanlara da bulaşan ölümcül bir hayvan hastalığı, ruam
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Özellikle atlarda görülen ve insanlara da bulaşan ölümcül bir hayvan hastalığı, ruam
                    
                    
 - FALAKA
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı
                    
                    
 - 
                    
                        Bu araçla uygulanan dayak cezası
                    
                    
 - 
                    
                        Bazı kaldıraçlarda kullanılan ucu iple bağlı ağaç parçası
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı
                    
                    
 - AKYAKA
 - ...
 - YALAKA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Dalkavuk
                    
                    
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Arsız, sırnaşık
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dalkavuk
                    
                    
 - AKAMET
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Kısırlık, verimsizlik
                    
                    
 - 
                    
                        Başarısızlık, sonuçsuzluk
                    
                    
- "Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum." (Hüseyin Cahit Yalçın)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kısırlık, verimsizlik
                    
                    
 - YAKAZA
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Uyanıklık
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Uyanıklık
                    
                    
 - AKARET
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Akar
                    
                    
- "Başladı, her ay, akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya." (Ercüment Ekrem Talu)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Akar
                    
                    
 - TAKAZA
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Azarlama, başa kakma
                    
                    
- "Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha, ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Azarlama, başa kakma