İçinde aka olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde AKA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aka olan kelimeler listesine ya da Sonu aka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AKA
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAKALI
-
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- "İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- YALAKA
-
-
[isim]
Dalkavuk
-
[sıfat]
Arsız, sırnaşık
-
[isim]
Dalkavuk
- MAKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- "Dersin ciddiliğine bakmadan koyuverdik makaraları." (Atilla İlhan)
- "Yukarı katta ihtiyar imamla yatalak hasta karısının aşağıdan tamamıyla işitilen kavgalarına dair hikâyelerinin makarasını çözerdi." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
-
Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç
-
Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet
-
[isim]
Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
- NAKAVT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Boks maçında yumruk etkisiyle yere düşen ve on saniye içinde kalkıp devam edemeyen oyuncunun yenilmesi durumu
- "Yüzüm gözüm kan içinde, yarı nakavt olmuş bir vaziyetle kapaklandım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Boks maçında yumruk etkisiyle yere düşen ve on saniye içinde kalkıp devam edemeyen oyuncunun yenilmesi durumu
- MAKALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
- NAFAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
-
Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık
-
[isim]
Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
- ŞAKACI
-
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- "Gazi, teessürünü şakacı bir tonla örterek sözümü kesti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Şaka yapmasını seven, şakalaşmadan hoşlanan, latifeci
- LAKACI
-
-
[isim]
Lakçı
-
[isim]
Lakçı
- TAKACI
-
-
[isim]
Taka işleten kimse
-
[isim]
Taka işleten kimse
- SADAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dilenciye verilen para
-
Yoksullara yardım olarak karşılıksız verilen şey
- "Sen bana niye söylemedin? Sadaka verirdik, adak adardık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Dilenciye verilen para
- AKAĞAÇ
-
-
[isim]
Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia)
-
[isim]
Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia)
- FİYAKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gösteriş, çalım, afi, caka
- "Küçük çocuklar da tütüne alışırken fiyakası için başlarlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gösteriş, çalım, afi, caka
- LAKAYT
- ...
- ALPAKA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çift parmaklılar takımının devegiller sınıfından, Güney Amerika'da yaşayan, uzun tüylü, memeli bir hayvan (Lama glama pacos)
-
Bu hayvanın yünü veya bu yünden dokunan kumaş
-
[isim]
Çift parmaklılar takımının devegiller sınıfından, Güney Amerika'da yaşayan, uzun tüylü, memeli bir hayvan (Lama glama pacos)
- AKYAKA
- ...
- BARAKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
- "Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz eğreti yapı
- VARAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varak
- "Vazife esnasında hakaret diye zabıt varakası tutabilirdi." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Varak
- AKARCA
-
-
[isim]
Kemik veremi
-
Sürekli işleyen çıban, fistül
-
Küçük akarsu
-
Kaplıca
-
[isim]
Kemik veremi
- YAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyanıklık
-
[isim]
Uyanıklık
- AKASYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok çeşidi yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)
-
Baklagillerden, yurdumuzda yetişen bir süs ve gölge ağacı, salkım ağacı, yalancı akasya (Robinia pseudoacacia)
-
[isim]
Baklagillerden, sıcak iklimlerde birçok çeşidi yetişen ve tanen, zamk, boya vb. maddelerin yapımında kullanılan bir ağaç (Acacia)