İçinde ak olan 7 harfli 683 kelime var. İçerisinde AK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ak olan kelimeler listesine ya da Sonu ak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAKSANA
- ...
- ÇAKIRCI
-
-
[isim]
Kuş avında çakırdoğanı tutan kimse
-
[isim]
Kuş avında çakırdoğanı tutan kimse
- PORTMAK
- ...
- TENAKUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam aykırılığı, çelişme, çelişki
-
[isim]
Anlam aykırılığı, çelişme, çelişki
- ZIRTLAK
-
-
[sıfat]
Yavan, tatsız
- "... sulu zırtlak bir şey getirir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yavan, tatsız
- ÇANAKÇI
-
-
[isim]
Çanak yapan veya satan kimse
-
[isim]
Çanak yapan veya satan kimse
- ŞAKLAMA
-
-
[isim]
Şaklamak işi
-
[isim]
Şaklamak işi
- İNTİBAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama
- "Acemi gelin yeni hayata intibak edebilmek için roman okurdu." (Aka Gündüz)
-
İki şeyin ölçülerinin birbirini tutması
-
[isim]
Çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama
- KIYAKÇI
-
-
[isim]
At yetiştirilen haralarda hayvanların çiftleşmesine yardım eden görevli
-
Gözü pek oyuncu, cesur kumarbaz
-
[isim]
At yetiştirilen haralarda hayvanların çiftleşmesine yardım eden görevli
- NEZAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet
- "Ben bu kıza bir türlü nezaket öğretemedim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Galiba beni tanımış olacak, ondan sonra biraz fazla nezaket göstermek istedi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir iş veya durum için önemli olma, dikkatli davranmayı gerektirme
-
[isim]
Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik, zarafet
- SAKATAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesilmiş hayvanın yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin, vb. gibi iç organlarıyla baş ve ayakları
-
[isim]
Kesilmiş hayvanın yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin, vb. gibi iç organlarıyla baş ve ayakları
- GÖLYAKA
- ...
- ULAŞMAK
-
-
[-e]
Varmak, gelmek
- "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." (Refik Halit Karay)
-
Elde etmek, erişmek
-
Yetişmek
-
Birbirine katılmak, dökülmek
- "Nehirler denizlere ulaşıyor."
-
[-e]
Varmak, gelmek
- ÇAKILMA
-
-
[isim]
Çakılmak işi
-
[isim]
Çakılmak işi
- ŞAKIRTI
-
-
[isim]
Şakırdayan bir şeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma
- "Sokakta nal şakırtılarıyla bir araba durdu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Şakırdayan bir şeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma
- AKUSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yankı bilimi
-
Yankılanım
-
[isim]
Yankı bilimi
- BASAMAK
-
-
[isim]
Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri
- "Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı." (Peyami Safa)
-
Derece, aşama, kerte, evre
-
Bir amaca ulaşmak için yararlanılan kişi, durum veya yer
- "Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak." (Halide Edip Adıvar)
-
Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, hane
- "Onlar basamağı. Yüzler basamağı."
-
Bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek kuvveti
-
[isim]
Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri
- SUSAMAK
-
-
[nsz]
Su içme gereksinimi duymak
- "Yazın susamışken, birdenbire bir soğuk su içtiniz mi, bir sancı, bir ağırlık oturuverir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Çok istemek, özlemek
- "Sinemaya susamış bir mevsim başı kalabalığı." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Su içme gereksinimi duymak
- TAKİBEN
-
-
[zarf]
Ardından
-
İzleyerek, hemen sonra
- "Cumhuriyet Başsavcılığı, kurulan partilerin ... Anayasa ve kanun hükümlerine uygunluğunu, kuruluşlarını takiben ve öncelikle denetler." (Anayasa)
-
[zarf]
Ardından
- TAKKELİ
-
-
[sıfat]
Takkesi olan
-
[sıfat]
Takkesi olan