İçinde ade olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde ADE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ade olan kelimeler listesine ya da Sonu ade ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EDA
2 Harfli Kelimeler
AD, DE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KILADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası
-
[isim]
Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası
- KÜŞADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Açık, açılmış
-
Açık, açılmış
- KADEME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşama, basamak, derece
-
Motorlu araçların bakım ve onarım işlerinin yapıldığı birim, bakımevi
-
[isim]
Aşama, basamak, derece
- İADELİ
-
-
[isim]
Mektubu alan kimsenin aldığına dair imza attığı gönderi biçimi, iadeli taahhütlü
-
Divan edebiyatında her beytin son sözünü sonraki beytin ilk sözü yapma biçiminde ortaya çıkan söz sanatı, iade
-
[isim]
Mektubu alan kimsenin aldığına dair imza attığı gönderi biçimi, iadeli taahhütlü
- PİYADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yaya olarak savaşan askerlerin oluşturduğu sınıf
- "Genellikle piyadeler savaşta en önde giderler."
-
Bu sınıftan olan asker
- "Sınıfımda piyade birincisi olarak çıktım." (Ömer Seyfettin)
-
Piyon
-
Bir çift kürekle yönetilen bir tür hafif kayık
-
Yaya
-
[isim]
Yaya olarak savaşan askerlerin oluşturduğu sınıf
- SADECE
-
-
[zarf]
Yalnızca
- "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Yalnızca
- HADEME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Odacı
- "Saat on birde hademe çayını ve iki çöreğini getirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Odacı
- ZİYADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok, daha çok, daha fazla
- "Tevkifhane müdürü de bizden ziyade onlarla ahbaplık etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Çoğalma, artma
-
[sıfat]
Çok, daha çok, daha fazla
- VADELİ
-
-
[sıfat]
Vadesi olan
- "Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Süresi sınırlanmış
-
[sıfat]
Vadesi olan
- LOADER
- ...
- SAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- "... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- ADENİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ak kan yangısı
-
[isim]
Ak kan yangısı
- İBADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
- "Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
- MADENİ
- ...
- BADELİ
-
-
[sıfat]
Aşk badesi içmiş (kimse)
-
[sıfat]
Aşk badesi içmiş (kimse)
- ADEMCİ
- ...
- BADEHU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ondan sonra
-
[zarf]
Ondan sonra
- BADEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bundan sonra, bundan böyle
- "Ve badema kâra ortak olmadığımızı, bütün paranın bana ait olduğunu söyledi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Bundan sonra, bundan böyle
- ADETÇE
-
-
[zarf]
Sayıca
-
[zarf]
Sayıca