Sonunda ade olan 35 kelime var. ADE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ade olan kelimeler listesine ya da başında ade olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BİLİSTİFADE, HEMŞİREZADE
HARİKULADE
BENDEZADE, FEVKALADE, HARAMZADE, HELALZADE, KİBARZADE, TEYZEZADE
AMCAZADE, ASİLZADE, DAYIZADE, HALAZADE, İSTİFADE, KİŞİZADE, PAŞAZADE
ALELADE, BEYZADE, MÜSAADE, SECCADE, ŞEHZADE, ZİLKADE
KILADE, KÜŞADE, PİYADE, ZİYADE
AMADE, AZADE, İFADE, İRADE
BADE, İADE, SADE, VADE, ZADE
A D E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EDA
2 Harfli Kelimeler
AD, DE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HEMŞİREZADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kız kardeşin çocuğu
-
[isim]
Kız kardeşin çocuğu
- BİLİSTİFADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yararlanarak
-
[zarf]
Yararlanarak
- HARİKULADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü
- "Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var." (Ahmet Haşim)
-
[sıfat]
Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü
- TEYZEZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Teyzenin çocuğu
-
[isim]
Teyzenin çocuğu
- HARAMZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yasa dışı birleşmelerden doğan çocuk, piç
-
[isim]
Yasa dışı birleşmelerden doğan çocuk, piç
- FEVKALADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- "Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı." (Refik Halit Karay)
-
Aşırı, çok fazla
- "Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş." (Haldun Taner)
-
[ünlem]
"Çok iyi, çok üstün, çok güzel" anlamlarında beğeni ifade eden bir söz
- "Yemek nasıldı?- Fevkalade!"
-
[sıfat]
Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik
- HELALZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nikâhlı bir ana ve babadan doğmuş kimse
-
Doğruluktan ayrılmayan, helal süt emmiş kimse
-
[isim]
Nikâhlı bir ana ve babadan doğmuş kimse
- BENDEZADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Alçak gönüllülük göstererek "benim çocuğum" anlamında kullanılan bir söz
- "İki bendezadeniz vardı, ömürlerini efendimize bağışladılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Alçak gönüllülük göstererek "benim çocuğum" anlamında kullanılan bir söz
- KİBARZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soylu bir aileden gelme, kibar çocuğu
-
[isim]
Soylu bir aileden gelme, kibar çocuğu
- AMCAZADE
-
-
[isim]
Amcanın çocuğu
-
[isim]
Amcanın çocuğu
- HALAZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Halanın çocuğu
- "Halazadem burada biraz nefeslendi." (Burhan Felek)
-
[isim]
Halanın çocuğu
- İSTİFADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yararlanma
- "Biz yağmur birikintilerinden istifade etmiştik." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Yararlanma
- PAŞAZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Paşanın çocuğu
-
Rahatına düşkün, gösterişi seven kimse
-
[isim]
Paşanın çocuğu
- DAYIZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Dayı oğlu
-
[isim]
Dayı oğlu
- ASİLZADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Soylu
- "Hiç kibar sınıfından, asilzade bir gencin oyuncu olduğunu gördünüz mü?" (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Soylu
- KİŞİZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Soylu
- "Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Soylu
- SECCADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kişinin üzerinde namaz kılabileceği büyüklükte, halı, kilim, post veya kumaştan yaygı, namazlık
- "Bir zahit gibi seccadesinin üstünde, bir müddet daha şaşkın ve dalgın oturup kalıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir kişinin üzerinde namaz kılabileceği büyüklükte, halı, kilim, post veya kumaştan yaygı, namazlık
- MÜSAADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İzin, icazet, ruhsat
- "Rica ederim, bize artık müsaade edin!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Elverişli, uygun olma durumu
-
[isim]
İzin, icazet, ruhsat
- ALELADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Her zaman görülen, olağan
- "Bu namaz, alelade bir ibadet değildi." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Bayağı, sıradan
- "Aslında yılbaşı da her gün gibi alelade bir gündür." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Her zaman görülen, olağan
- BEYZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Bey oğlu
- "Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Soylu kimse
- "Eşsiz bir beyzadeydi, zamanımızda artık benzeri çıkmıyor." (Atilla İlhan)
-
Özenle büyütülmüş, nazlı kimse
-
[isim]
Bey oğlu