İçinde acık olan 8 harfli 18 kelime var. İçerisinde ACIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında acık olan kelimeler listesine ya da Sonu acık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A C I K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ACI, AKI, CIK
2 Harfli Kelimeler
AK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIVRACIK
-
-
[sıfat]
Derli toplu ve işi kolay
- "Kıvracık bir ev."
-
Ayağına çabuk, hamarat
- "Helal süt emmiş, kıvracık, eli yüzü düzgün, terbiyeli, edepli kızcağız." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Derli toplu ve işi kolay
- MİNNACIK
-
-
[sıfat]
Çok küçük, minimini
- "Teyp, son derece hassas bir kulağa sahip, minnacık bir şey." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Çok küçük, minimini
- ACIKILMA
-
-
[isim]
Acıkılmak işi veya durumu
-
[isim]
Acıkılmak işi veya durumu
- PARÇACIK
-
-
[isim]
Küçük parça, kırıntı
- "Onlara değin bir dolu anı, sevgi parçacıkları üşüşüyor belleğime." (Nezihe Meriç)
-
Elektron, proton, nötron gibi atomu oluşturan parçaların her biri, partikül
-
[isim]
Küçük parça, kırıntı
- HALKACIK
- ...
- BARDACIK
-
-
[isim]
Bir tür küçük ve tatlı yaş incir
-
[isim]
Bir tür küçük ve tatlı yaş incir
- ŞUNCACIK
-
-
Şu kadarcık, birazcık
- "Şuncacık kanı olan bir erkek, çeker bıçağını da deh eder, bitti gitti." (Orhan Kemal)
-
Şu kadarcık, birazcık
- LOKMACIK
-
-
[isim]
Küçük bir lokma
- "Doktor her gün tahlil bahanesiyle bir lokmacık olsun pilav yiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Küçük bir lokma
- YAPRACIK
-
-
[isim]
Yaprakçık
-
[isim]
Yaprakçık
- YAPMACIK
-
-
[sıfat]
İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, düzme, sahte, suni, zahirî
- "Köylülerden kapma biraz yapmacık bir safiyetle konuşuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, düzme, sahte, suni, zahirî
- BUNCACIK
- ...
- ORACIKTA
-
-
[zarf]
Hemen o yerde, olduğu yerde
- "Yemeğini son günlerde oracıkta, pasaj içindeki Macar lokantasında yiyordu." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Hemen o yerde, olduğu yerde
- KIRBACIK
-
-
[isim]
Tulumcuk
-
[isim]
Tulumcuk
- TORBACIK
- ...
- DALGACIK
-
-
[isim]
Küçük dalga
- "İki tarafa köpükler saçan tekne, dalgacıklar üzerinden atlıyor." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[isim]
Küçük dalga
- BALTACIK
-
-
[isim]
Küçük el baltası
-
Değirmen taşının ortasında bulunan haç biçimindeki alet
-
[isim]
Küçük el baltası
- ODACIKLI
- ...
- DAMLACIK
-
-
[isim]
Küçük damla
- "Gökten yerlere düşen bu damlacıkların tekrar bulutlara doğru gittiklerini göz görmese de..." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Küçük damla