İçinde aat olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde AAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aat olan kelimeler listesine ya da Sonu aat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ATA

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SINAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zanaat

CEMAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir imama uyup namaz kılan kişiler
  2. İnsan kalabalığı, topluluk
    • "Sonra, dağılmayan, etrafını saran cemaate dönüyor." (Tarık Buğra)
  3. Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu
    • "Önde Rum patriği, arkada bütün cemaatlerin patrikleri, hepsi sırma esvaplı ve altın taçlı, sopalarını taşa vurarak mezarın etrafını tavaf ettiler." (Falih Rıfkı Atay)

BERAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aklanma
    • "Bu kararın okunuşu üzerine beraat edenler serbest bırakılmışlardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)

KIRAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okuma
    • "Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma
    • "Olsa olsa mevzun cümlelerden mürekkep bir parçayı iyi kıraat etmiş olur." (Yahya Kemal Beyatlı)

ZİRAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarım

İNŞAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapı, yapı işleri
    • "Arsalar satıldıktan sonra inşaat başladı." (Haldun Taner)
  2. Yapma işi, yapım
    • "Gemi inşaatı."

İFŞAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar
    • "İkimiz de hayatlarımız hakkında ifşaatta bulunmadık." (Refik Halit Karay)

DEFAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kereler, kezler

ŞECAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiğitlik
    • "Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler." (Koca Ragıp Paşa)

TABAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Basımcılık

KANAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
    • "Halk, gördüklerine kanaat ederek ve oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Artık Kâmuran'ın ömrümün en büyük aşkı, geleceğime bir tek hâkim kudret olduğuna kanaat getirdim." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kanma, inanma
    • "Sınıfını geçeceğine kanaatim yok."
  3. Kanış, kanı, inanç, düşünce
    • "Biz kanaatlerimizi açık söyleriz." (Etem İzzet Benice)

ZANAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat
    • "Âşık Mehmet yalnız bir zanaat sahibi değil, bir sanatkârdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. El ustalığı isteyen işler

ŞEFAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık

KITAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kıtalar, ana karalar
  2. Asker birlikleri

İCRAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapılan işler, çalışmalar, uygulamalar
    • "Edebiyat konusunda hükûmet daima bizim fikrimizi alır, ondan sonra icraata geçer." (Haldun Taner)

FECAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok acıklı, yürekler acısı durum
    • "Balkan Harbinin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur." (Etem İzzet Benice)

ŞENAAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İğrençlik, kötülük, alçaklık
    • "Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu." (Peyami Safa)

SAATLİ

  1. [sıfat] Saati olan, saati bulunan
    • "Sınıfın bir tek saatlisi olduğu için onu her derste birkaç defa çıkarıyor." (Sait Faik Abasıyanık)

SAATÇİ

  1. [isim] Saat yapan, onaran veya satan kimse

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü