İçinde t olan 4 harfli 383 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ATOL

  1. [isim] Mercan adası

POST

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tüylü hayvan derisi
    • "Kaplan postu. Geyik postu."
    • "Az değildir varmadan senin gibi yurduna / Post verenler yabanın hayduduna, kurduna." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
    • "Binlerce kişiden ancak birkaç kişi postunu kurtarabildi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Sabiha Hanım'ı eğlendirmek bahanesiyle konağa postu sermiş." (Halide Edip Adıvar)
  2. Tarikatlarda şeyhlik makamı
    • "Hacı Bektaş postu."
    • "Sen o zamana kadar postu çoktan deldirmiş, kuyruğu titretmiş olursun."
  3. Makam
    • "Post kavgası. Post peşinde koşmak."
  4. Bazı deyimlerde "can" anlamında kullanılan bir söz

AMİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı

ETKİ

  1. [isim] Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir
    • "Bu etki, genç kuşak konservatuvar mezunlarında yerini daha doğal bir Türkçeye bırakıyor." (Haldun Taner)
  2. Bir etken veya bir sebebin sonucu
    • "Tokadın etkisi kötü oldu."
  3. Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim
    • "Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu." (Tarık Buğra)

OLTA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
    • "Sersem balık gibi bu oltaya düşeceklerdi." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik
    • "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı." (Tarık Buğra)
  3. Hile, düzen, oyun, yem
    • "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi." (Tarık Buğra)

RÜŞT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Erginlik

ASİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız

ÇİTİ

  1. [isim] Çitme işi

META

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mal, ticaret malı
  2. Sermaye
    • "Batıdan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

RİNT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gönül eri
  2. Sarhoş, ayyaş kimse

ATKI

  1. [isim] Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü
    • "Omuzlarına attığı kalın yün atkıya rağmen üşümüş gibi titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça
  3. Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik
  4. Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç
  5. Büyük yaba

ANIT

  1. [isim] Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide
    • "... sergi alanının dışında bir de füze araştırmalarının anıtı var." (Haldun Taner)
  2. Önemi ve değeri çok olan eser

NEFT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğu
  2. Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir çeşit mineral yağ, neft yağı

ŞORT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Genellikle bazı sporları yaparken giyilen, paçaları dizlerin yukarısında başlayan kısa pantolon
    • "Göğsü açık ayağında da şortu var." (Memduh Şevket Esendal)

TİPİ

  1. [isim] Kar fırtınası

İNAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim
    • "Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir." (Tarık Buğra)
    • "Umarım ki o da çocukça inatlar etmez, bu iş de böylece bitmiş olur." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme
    • "İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı." (Ömer Seyfettin)
  3. [sıfat] İnatçı

ZİFT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katran ve diğer organik maddelerin buharlaşmasından veya damıtılmasından elde edilen, kolay kırılan, az ısı ile eriyen, katı, siyah, parlak madde, karasakız
    • "Sağ elinin iki parmağı sigara ziftinden kararmıştı." (Memduh Şevket Esendal)

EVET

  1. [edat] "Öyledir" anlamında doğrulama veya tasdik kelimesi, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he
    • "Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Konuşma arasında cümlenin olumlu anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz
    • "Gidip kendisiyle konuştum evet sonra da..."

TRUP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu

UĞUT

  1. [isim] Çimlenmiş buğdayın kaynatılmasıyla yapılan bir çeşit yemek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü