İçinde ha olan 7 harfli 268 kelime var. İçerisinde HA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ha olan kelimeler listesine ya da Sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HARARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıcaklık
- "Odanın harareti."
-
Susama, susuzluk
- "Çay, harareti giderir."
-
Coşkunluk, ateşlilik
- "Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı," (Peyami Safa)
-
[isim]
Sıcaklık
- MUHASİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayman
-
[isim]
Sayman
- MUHABİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse
- "Ben de Tanin muhabiri olarak aynı trenle gidecektim." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli
- "Banka muhabir üyesi."
-
[isim]
Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse
- TUHAFÇI
- ...
- HAFAKAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, çarpıntı, afakan
-
[isim]
Sıkıntı, çarpıntı, afakan
- MERHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- "Bu yolun üstünde Edirne bir konak, hürriyet bir merhaledir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Varılması istenen noktaya kadar aşılması gereken yerlerin her biri, konak, menzil
-
Bir yolcunun sekiz saatte gidebileceği mesafe
-
[isim]
Derece, basamak, aşama, evre
- HAYLAMA
-
-
[isim]
Haylamak işi
-
[isim]
Haylamak işi
- HALLİCE
- ...
- HAMAMCI
-
-
[isim]
Hamam işleten kimse
-
Boy abdesti alması gereken kimse
-
[isim]
Hamam işleten kimse
- SEMAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cömertlik
-
[isim]
Cömertlik
- YAZIHAN
- ...
- HAVSALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuş kursağı
- "Bir genç kızın evinden başka bir yerde sabahlamasını havsalası almıyormuş." (Atilla İlhan)
-
Leğen
-
Zihnin bir şeyi anlama ve kavrama yetisi
-
[isim]
Kuş kursağı
- HANDOUT
- ...
- HAREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- "Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?" (Ömer Seyfettin)
- "... saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
- "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." (Refik Halit Karay)
-
Davranış, tutum
- "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." (Halide Edip Adıvar)
- "İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?." (Halide Edip Adıvar)
-
Yola çıkma
- "Hareketimiz iki gün ertelendi."
-
Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
- "Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi."
-
Deprem
- "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
- "Hareket cetveli. Hareket memuru."
-
Devinim
-
Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
-
Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- HARESİZ
-
-
[sıfat]
Haresi olmayan
-
[sıfat]
Haresi olmayan
- HASETÇİ
-
-
[sıfat]
Kıskanç
-
[sıfat]
Kıskanç
- İFTİHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Övünme, kıvanma, kıvanç, övünç
- "O an kendi babası da bir Türk olduğu için derin bir iftihar duydu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Övünme, kıvanma, kıvanç, övünç
- HARTAMA
-
-
[isim]
Kiremit yerine kullanılan veya kiremit altına konulan ince tahta
-
[isim]
Kiremit yerine kullanılan veya kiremit altına konulan ince tahta
- HARÇLIK
-
-
[isim]
Ufak tefek gereksinimler için ayrılmış para
- "Yanıma epeyce yol harçlığı almıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Ufak tefek gereksinimler için ayrılmış para
- HAVADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç