İçinde f olan 5 harfli 410 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FORTE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [zarf] Güçlü bir biçimde (çalınmak)

KAVAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ucuz, özenmeden ve bayağı cins ayakkabı, kemer, cüzdan yapan veya satan esnaf

FİTRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ramazan ayı içinde verilen, miktarı belirli sadaka, fıtır sadakası

SEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Midye, istiridye vb. deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sedefçilikte kullanılan, pırıltılı, beyaz, sert bir madde
  2. [sıfat] Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş
    • "Sedef saplı avcı bıçağı duvarda, taşın üstünde cızırdıyor sanki." (Tarık Buğra)
  3. Sedef hastalığı

FOLYO

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Folyo kâğıdı

KAFES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme
    • "Kuş kafesi."
    • "O, ya birisini batırmak yahut da kafese koymak için ziyafet çekerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme
    • "Aslan kafesi."
  3. Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper
    • "Bahçeye, kafeslerde elenen solgun bir ışık vurmuş." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti
  5. Hapishane
  6. Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer

MEFUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yapılmış, işlenmiş
  2. Bir işin etkisinde olan
  3. [isim] Tümleç

FİRİK

  1. [isim] Olgunlaşmak üzere olan tahıl
    • "Firik, daha yeşilken koparılıp kurutulmuş buğday taneleridir, pilavında bir taze çimen ve ilkbahar kokusu vardır." (Refik Halit Karay)
  2. Çerez olarak yenen tahıl kavurgası

FOTON
...
FENNİ
...
MAHFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Deve, fil vb. hayvanların sırtına konulan, üzerine oturmaya yarayan sepet
    • "İkide bir beni mahfesinin yanına çağırarak biraz sonra uzağından geçeceğimiz ... ebediyetin adını, varsa hikâyesini söylerdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

SUFLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sahnedeki oyunculara, izleyicilere duyurmadan unutulmuş bir sözü veya cümleyi hatırlatma
  2. Un, şeker, yumurta vb. maddelerin muhallebi kıvamına gelinceye kadar çırpılıp pişirilmesiyle yapılan bir tür tatlı

FASIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bölüm, kısım, devre
    • "Kitabı kapadı, biraz durdu, sonra tekrar açarak o faslı sonuna kadar bir hamlede okudu." (Peyami Safa)
  2. Dönem, devre
    • "Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Belli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum veya olay
    • "Fazla olarak arada bir patronu çekiştirmek, dedikodu yapmak faslı da kapanacak." (Halide Edip Adıvar)
  4. Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi
    • "Radyo ince sazdan sultaniyegâh faslına başlamış." (Atilla İlhan)
  5. Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna
  6. Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü

LAFIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz, kelime
    • "Lafız ve mana, tıpkı eskisi gibi birbirinden ayrı telakki ediliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yasanın sözle anlatmak, bildirmek istediği anlam

FANTİ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İskambil oyunlarında oğlan, bacak veya vale adlarıyla bilinen kâğıt

FLÖRE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dürtücü kılıç
  2. Bu kılıç kullanılarak oynanan bir tür kılıç oyunu

FRESK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi
  2. Bu yöntemle yapılmış duvar resmi

SAKAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çatı, dam
    • "... genç âlimlerin, binbir rica, yüz bin teşekkürle gezip yıkık sakaflarının, eğrilmiş camsız pencerelerinin, düşük kapılarının resimlerini almadıkları bu harabe, iki yüz yaşını çoktan doldurmuştu." (Ömer Seyfettin)

ZİFOS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Yerden sıçrayan çamur
    • "Otomobiller korna çalarak, etrafa zifoslar saçarak kayıp geçiyorlardı." (Atilla İlhan)
  2. [sıfat] Yararsız, boş

FIRKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan topluluğu
  2. Siyasal topluluk, parti (I)
    • "Mecliste, hâkim olan fırkanın, hükûmet teşkilini, muhalif ve ekalliyette bulunan bir fırkaya terk etmesi ise asla mevzubahis olamaz." (Atatürk)
  3. Tümen
    • "Benim burada bir fırka kumandanım vardı." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü