İçinde az olan 4 harfli 42 kelime var. İçerisinde AZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında az olan kelimeler listesine ya da Sonu az ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAZI

  1. [isim] Bir yeri kazma işi, hafriyat
  2. Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması
  3. Tahta, maden vb. üzerine yazı veya resim oyma işi, hak (II)

MAZI

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Servigillerden, yaprakları almaşık ve küçük pullar biçiminde, gövdesi düz olan, dipten dallanan bir süs bitkisi (Thuya)
  2. Hayvansal ve bitkisel asalakların bitkilerde oluşturduğu ur

AZOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 7, atom ağırlığı 14,008 olan, havada beşte dört oranında bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan element, nitrojen (simgesi N)

İCAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Az sözle çok şey anlatma

VAAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma
    • "Köylerde ne yapacağını sordu, anlattılar: Namaz kıldırmalı, vaaz etmeli..." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Nasrullah Camii'nde verdiği büyük siyasi vaaz bütün gönülleri fethetmişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini doğruluğa, iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme

YAZI

  1. [isim] Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi
    • "Türklerde yazının kullanılması eskidir."
    • "Bir yazarı ve yapıtını alımlamak, alımladıklarımızı da yazıya geçirerek başkalarına açıklamak..." (Selim İleri)
    • "Benim yerinden dahi kımıldatmaya gücümün yetmediği Afrika seyahatnamesini yere indirtir, kendim de yere uzanır, gözlerim ağrıyıncaya kadar yazıları sökmeye çalışırdım." (Haldun Taner)
  2. Alfabe
    • "Türk yazısı. Arap yazısı. Nota yazısı"
  3. Harfleri yazma biçimi
    • "İnci gibi bir yazı. Okunaklı yazı."
  4. Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü
    • "İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık." (Orhan Seyfi Orhon)
  5. Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale
    • "İlk yazı denemelerim için gazete bulmaya çalışıyorum." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Metal paraların üzerinde değeri yazılan yüzü
  7. Yazgı

AZEL
...
VAZO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çiçek koymak için kullanılan, cam, toprak, porselen, maden vb. maddelerden ve çeşitli madenlerden yapılan, türlü boyut ve biçimlerde olabilen derin kap

BAZI

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Birtakım, kimi
    • "Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler." (Ömer Seyfettin)
    • "Bizimkisi komşuluk gayreti dedi, içinden de ne demişler? Bazı dingil döner bazı teker." (Ncmettin Halil Onan)
  2. [zarf] Bazen
    • "Bazı, mağazadan içeriye girinceye kadar kendimden geçerdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

PAZI

  1. [isim] Ispanakgillerden yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)

İKAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
    • "Yaşına başına yakıştıramadığım bazı hareketlerde bulunan babamı ikaz etmek lüzumunu duyduğundan mıdır, nedir?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Uyandırma

AZCA

  1. [zarf] Oldukça az

HAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bu, şu, o
  2. Etkisiz, kusursuz

AZAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
    • "Aydınlık olunca günlerin devamı bir azap gibi geliyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum." (Aydın Boysan)
    • "Bu düşünce ona epeyce azap verdi." (Ahmet Mithat)
  2. İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza
    • "Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömrün boyunca çekersin ağabey." (Haldun Taner)

NAZİ
...
AZOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı

AZAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Serbest bırakma
    • "Zavallı kuş birdenbire sendeledi, azat olduğuna inanmıyor gibi durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Okullarda paydos
  3. [sıfat] Serbest bırakılmış olan

BAZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
  2. Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
  3. Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi

AZİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ermiş, eren
  2. [sıfat] Sevgide üstün tutulan, muazzez

AZİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görevden alma

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü