İçinde ağ olan 6 harfli 96 kelime var. İçerisinde AĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağ olan kelimeler listesine ya da Sonu ağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞALIK
-
-
[isim]
Ağa olma durumu
-
Cömertlik
- "Ağalığını ve eşraflığını hiç unutmamıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ağa olma durumu
- AĞIZLI
-
-
[sıfat]
Ağzı herhangi bir biçimde olan
- "Dar ağızlı vazo."
-
[sıfat]
Ağzı herhangi bir biçimde olan
- BAĞNAZ
-
-
[sıfat]
Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik
-
[sıfat]
Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik
- BAĞCIK
-
-
[isim]
Bağlama işinde kullanılan şerit biçiminde bağ
-
[isim]
Bağlama işinde kullanılan şerit biçiminde bağ
- ÇAĞMAK
-
-
[-e]
Güneş ışığı vurmak
- "Ömrüm bir tepeye çağmış gün gibi." (Karacaoğlan)
-
[-e]
Güneş ışığı vurmak
- ÇAĞDAŞ
-
-
[sıfat]
Aynı çağda yaşayan, çağcıl, asri, muasır
- "Victor Hugo ile Namık Kemal çağdaş yazarlardır."
-
Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan, çağcıl, modern, asri
- "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır." (Anayasa)
-
[sıfat]
Aynı çağda yaşayan, çağcıl, asri, muasır
- KIRAĞI
-
-
[isim]
Su buğusunun soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince su damlacıkları
- "Sedef parçasını hemen aşağıya düşecek bir kırağı damlası gibi parlatıyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Su buğusunun soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince su damlacıkları
- YAĞMUR
-
-
[isim]
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet
- "Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz." (Refik Halit Karay)
-
Çok ve sık düşen, gelen şey
-
Çokluk, bolluk
- "Para yağmuru. Övgü yağmuru."
-
[isim]
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet
- BAĞDAŞ
-
-
[isim]
Sağ ayağı sol uyluğun, sol ayağı sağ uyluğun altına alarak oturma biçimi
- "Bir tanesi karşılarında bağdaş kurmuş, oturmuş." (Peyami Safa)
-
[isim]
Sağ ayağı sol uyluğun, sol ayağı sağ uyluğun altına alarak oturma biçimi
- KARAĞI
-
-
[isim]
Ateş karıştırmaya yarayan, eğri uçlu demir çubuk
-
[isim]
Ateş karıştırmaya yarayan, eğri uçlu demir çubuk
- CAĞLIK
-
-
[isim]
Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği sehpa
-
[isim]
Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği sehpa
- SAĞMAL
-
-
[sıfat]
Süt veren, sağılan, sağımlı
-
[isim]
Bol süt veren inek
- "İri Hollanda cinsi sağmallardı, günde 42 - 45 kilogram arası süt verirlerdi." (Necati Cumalı)
-
Sömürülen, kendisinden çıkar sağlanılan (kimse, ülke vb.)
-
[sıfat]
Süt veren, sağılan, sağımlı
- AĞLAMA
-
-
[isim]
Ağlamak işi
-
[isim]
Ağlamak işi
- AĞARIK
-
-
[sıfat]
Aklaşmış, rengi solmuş
- "Kırk yaşını aşmış, şakakları ağarık, uysal, eğik." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Aklaşmış, rengi solmuş
- BAĞSIZ
-
-
[sıfat]
Bağı bulunmayan
- "Bağsız ayakkabı."
-
[sıfat]
Bağı bulunmayan
- URAĞAN
-
-
[isim]
Beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına
-
[isim]
Beraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına
- SAĞKOL
-
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- BAĞDAT
- ...
- RAĞMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Karşın
- "Bütün isteğime rağmen, gerçi bu çocuğa içimi dökmemiştim." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
Karşın
- AĞDACI
-
-
[isim]
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi
-
Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse
-
[isim]
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi