İçinde ür olan 5 harfli 92 kelime var. İçerisinde ÜR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ür olan kelimeler listesine ya da Sonu ür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FİGÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
-
Bir dansı veya oyunu oluşturan ölçülü adımlarla beliren zincirleme hareketlerden her biri
- "Bale figürü. Dans figürü."
-
Birbirini izleyerek melodik ve ritmik bakımdan bir bütün oluşturan notalar grubu
-
[isim]
Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
- ÖTÜRÜ
-
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
- "Sonunda biz bu hareketimizden ötürü on bir ay hapse mahkûm olduk." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
- PÜREN
-
-
[isim]
Süpürge otu
-
[isim]
Süpürge otu
- DÜNÜR
-
-
[isim]
Eşlerin baba ve analarının birbirlerine göre durumu
- "Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Eşlerin baba ve analarının birbirlerine göre durumu
- TÜREL
-
-
[sıfat]
Türe ile ilgili olan, hukuki
-
[sıfat]
Türe ile ilgili olan, hukuki
- ÜRKÜŞ
-
-
[isim]
Ürkme işi veya biçimi
-
[isim]
Ürkme işi veya biçimi
- ÜRÜME
-
-
[isim]
Ürümek işi
-
[isim]
Ürümek işi
- CÜRÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suç
-
Yanlışlık, kusur veya hata
- "Onun çalışmasını bozan, hassasiyetini körleten her şey cürümdür." (Haldun Taner)
-
[isim]
Suç
- PÜTÜR
-
-
[isim]
Küçük kabarcık, çıkıntı, pürüz, pürtük
-
[isim]
Küçük kabarcık, çıkıntı, pürüz, pürtük
- SÜREK
-
-
[isim]
Süren, devam eden zaman
-
[sıfat]
Hızlı süren, hızlı giden
-
Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü
-
[isim]
Süren, devam eden zaman
- NATÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tabiat, doğa
-
[isim]
Tabiat, doğa
- CÜRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüreklilik, ataklık, cesaret
- "Geceleri evinin bahçesinde buluşacak kadar cüreti arttırmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Düşüncesizce, saygıyı aşan davranış, cesaret
-
[isim]
Yüreklilik, ataklık, cesaret
- TÜRÜM
-
-
[isim]
Varlıkların oluşumu
-
Bütün var olanların Allah'tan, ondan hiçbir şey eksiltmeksizin çıkması
-
[isim]
Varlıkların oluşumu
- SÜRÜM
-
-
[isim]
Bir ticaret malının satılır olması, revaç
- "Bu malın sürümü yoktur."
-
Bir paranın geçer olması, tedavül
- "Bu para sürümden kaldırıldı."
-
Devletçe para, senet ve tahvil çıkarma, piyasaya sürme, emisyon
-
Değişik biçim, versiyon
-
[isim]
Bir ticaret malının satılır olması, revaç
- KÜRİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numaraları 96-103 arasında bulunan elementlerin genel adı
-
[isim]
Atom numaraları 96-103 arasında bulunan elementlerin genel adı
- GÜBÜR
-
-
[isim]
Çöp, süprüntü
-
[isim]
Çöp, süprüntü
- KÜREK
-
-
[isim]
Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç
- "Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Sandalın içine hızla atıldıktan sonra kürekleri var kuvvetiyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Küçük deniz teknelerini yürütmeye yarayan, bir ucu yassı, uzun ağaç
-
Kürek cezası
-
[isim]
Toprak, kömür vb.ni bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç
- SÜRÜŞ
-
-
[isim]
Sürme işi veya biçimi
-
[isim]
Sürme işi veya biçimi
- ÜREMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ürenin idrarla çıkmayıp kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık
-
[isim]
Ürenin idrarla çıkmayıp kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık
- YÜRÜK
-
-
[sıfat]
Çok ve çabuk yürüyen, iyi yol alan, hızlı giden, yörük
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda otuzar kişilik ocaklar olarak Rumeli'ye yerleştirilen ve savaş zamanlarında geri hizmetlerde çalıştırılan tımarlı asker, yörük
-
Göçebe olan, yörük
- "Fakat göç ve yürük hayatı hareme ve kapalılığa gelmez." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Çok ve çabuk yürüyen, iyi yol alan, hızlı giden, yörük